20 Mayıs 2014 Salı

Temel Bilimlerde TUS ile Tıpta Uzmanlık, ÖYP ve Ucundan Doktora

Birçok tıp doktoru meslektaşım dahili ve cerrahi bilimlerde olan tek başlılığa alışıktır. Çünkü dahiliye, göğüs hastalıkları, kardiyoloji veya genel cerrahinin uzmanlığı tektir, TUS ile girilir v
e tıpta uzmanlık yapılır. Diğer yandan konu bir de doktorası olan temel bilimlere gelince iş ve kafalar karışmaktadır.

Dahili ve cerrahi tıp dallarında olmayan bir dualizm/ikililik ülkemizde temel tıp bilimlerinde mevcuttur. Bir seçenek Tıpta Uzmanlık (specialist) iken diğer seçenek doktoradır (ÖYP doktoradan farklı bir seçenek değildir, sadece doktorayı daha iyi bir kadro + maaşını olarak araştırma görevlisi pozisyonunda yapmaktır).

Bu yazımda bu dualizmden bahsedeceğim ve ikilemde kalan meslektaşlarıma bir bakış açısı kazandırmaya çalışacağım.

Tıpta Uzmanlık

TUS sınavı sonrası Tıpta Uzmanlık yapmak üzere bir temel bilimler programına girilmesidir. Bu şekilde girenler Tıpta Uzmanlık Yönetmeliği'ne bağlıdırlar. Buna göre çalışırlar. Bu şekilde asistan olan herkes araştırma görevlisidir ve maaşını alır. Bitirdikleri zaman Sağlık Bakanlığı'na mecburi hizmetleri vardır. Sağlık Bakanlığı bunları tanır, laboratuvar açma yetkileri vardır.

Doktora

ALES, okul mezuniyet notu, yabancı dil puanı ve varsa mülakat notları ile girilir. Doktora yani PhD yapmak üzere girerler. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na bağlıdırlar. Doktoraya girenler üniversiteye haftanın belirli günleri gelip giderek de doktora yapabilirler, üniversitenin cari usül ile ya da ÖYP ile araştırma görevlisi olarak da doktora yapabilirler. Araştırma görevlisi olarak ÖYP ile doktora yapılıyorsa üniversite personelisinizdir ve maaşınızı alırsınız. Tam gün olarak üniversitede çalışmak durumundasınızdır. Yani ÖYP'de yapılan da yine doktoradır. ÖYP sadece doktorayı maaş alarak ve tam zamanlı üniversite personeli olarak yapmak isteyenler için güzel bir çözümdür.

Dünyada Tanınılırlık

Öncelikle, dünya uygulamalarına baktığımızda, tüm gelişmiş ülkelerde temel bilimlerin sadece doktora yoluyla uygulandığını biliyoruz. Uzmanlık, sadece eski Sovyetler ekolünde, Afrika'da, Asya'nın bazı yerlerinde vardır. Yani dünyada bu iş doktora ile yürümektedir. Ondan dolayı Tıpta Uzmanlık ve doktoranın birinci farkı doktoranın dünya genelinde daha tanınır ve kabul edilir olduğudur. Temel bilimler alanında uzmanlık veren ülkelerde uzmanlığını alanları sadece kendi ülkesi tanır. Dünya geneli tanınılırlık açısından doktora yapmak daha avantajlıdır. Dünyanın neresine giderseniz gidin, doktora yani PhD bilinir, özellikle MD (tıp doktoru) olmanın üstüne PhD iseniz yani MD/PhD iseniz büyük saygınlığınız olur.

Saha ve Araştırma

Doktora daha akademik ve araştırmaya yönelik bir formasyon iken tıpta uzmanlık daha çok sahaya ve uygulamaya yönelik bir formasyondur. Türkiye'de her ne kadar bu formasyonlar arasındaki bu fark tam olarak olmasa da yurtdışında nettir. Türkiye'de temel bilimler alanında hem tıpta uzmanlık yapmış olanlar hem de doktora yapmış olanlar üniversitede kalabilmektedir. Diğer yandan iki grup da sahada çalışabilmektedir. Lakin, uzmanlık yapmış olanların maddi ve özlük imkanları daha iyidir. Doktora yapmış olanlar uzman pozisyonunda değil, pratisyen titriyle sahada çalışabilmektedir. Türkiye açısından baktığımızda saha açısından tıpta uzmanlığın daha ağır bastığını görmekteyiz.

Özel hastanelerde kaşe yetkisine sahip olmak ve laboratuvar açabilmek için Türkiye'de tıpta uzmanlık yapmış olmak lazımdır. Özellikle biyokimya ve mikrobiyoloji alanlarında böyledir. Doktora yapmış olanlar sahada bu haklara sahip değildir. Doktora yapmış olanlar sadece üniversite gibi akademik bir birimde laboratuvar yönetebilirler.

Diğer yandan çerçeveyi Dünya olarak genişlettiğimizde durum değişmektedir. Gelişmiş ülkelerde doktoraya bir araştırma, bir akademik formasyon olarak bakılır. Üniversitelerdeki pozisyonlara, doktora sonrası araştırmalara doktoralı olanlar önceliklidir. Gelişmiş ülkeler, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin temel bilimler uzmanlarına sahada çalışmak için ülkelerinin yetiştirdiği kişi olarak bakar ve sizi araştırmacı olarak, akademik bir pozisyonda görmez. İtiraz eden arkadaşlarım olabilir am gerçek böyledir. Bunu bizzat dinlediğim bir örnekle sizle paylaşayım.

Üniversiteden bir Halk Sağlığı hocam, halk sağlığı uzmanıdır ve fakültede doçenttir. Başka bir bölümde uzmanlığa sahip ve doçent olan eşinin halk sağlığı doktorası vardır. İkisi de beraber yurtdışına araştırma yapmaya gitmek üzere üniversitelere başvururlar. Kendisi halk sağlığı doçenti olmasına rağmen, doktora titri olan eşi kabul alır. Sebep de; halk sağlığı uzmanlığının Türkiye'de sahada çalışmak üzere yetiştirilen bir pozisyon olduğunu, doktoranın işe araştırma pozisyonu olduğunu belirtirler. Hacettepe Halk Sağlığı'nın efsane hocalarından Prof. Dr. Zafer ÖZTEK hocanın doktora yapan ve tıpta uzmanlık yapan asistanlar ayrımı ile alakalı sorulan bir soruya verdiği yanıtla noktalayayım: "Uzmanlık saha için, doktora akademi içindir."

Mecburi Hizmet

Tıpta uzmanlıkla ilgili olarak uzmanlık sonrası 2 sene mecburi hizmet kaderinizdir. Bir hastaneye verilip alanınız dışında işler yaparsınız ya da kadrosunda açık bulunan bir üniversitede mecburinizi tamamlarsınız. Bir fizyoloji ya da anatomi uzmanının sahada yapacağı çok bir iş yoktur. Çünkü bu bölümlerin asıl yeri üniversitedir.

Diğer yandan doktora sonrası mecburi hizmete tabi olmazsınız. ÖYP kapsamında mecburi hizmetiniz varsa (ayrıntılı bilgi için ÖYP yazısına bakınız) yerleştiğiniz, baştan kalmayı düşündüğünüz üniversitenizde mecburi hizmetinizi yaparsınız. Sağlık bakanlığı gibi Edirne'den Kars'a durumu yaşamazsınız. Akademik kariyerin devamlılığı için doktora yapmak, özellikle ÖYP ile, daha avantajlıdır.

Maaş

Alınan maaşlar ciddi bir tartışma konusudur. Buna bildiğim kadarıyla açıklık getireyim.

Öncelikle tıpta uzmanlık ile gelen asistanlar da ÖYP ile gelen asistanlar da araştırma görevlisi kadrosundadır. Kadro olarak bir neyse öteki de odur. Ondan dolayı ikisi de araştırma görevlisi maaşı alırlar. Lakin, tıpta uzmanlık yapanlar maaşlarında ek olarak "tıpta uzmanlık ödeneği" alırlar. Bu da yaklaşık 130 - 150 lira gibi bir şeydir. Aradaki birinci fark budur.

İkincisi, iki kadro da döner sermaye alır. Tıp fakültesi kadrosunda olan araştırma görevlileri döner sermaye alırlar. ÖYP olsun, tıpta uzmanlık olsun fark etmez. Yanlız aradaki tek fark, tıpta uzmanlık asistanları ile ÖYP asistanlarının döner sermaya taban katsayılarıdır. Genel olarak bu fark alınan döner sermayeyi etkilemez. Yani iki kadro çeşidi de aynı miktarda döner sermaye alır.

Yani ÖYP asistanları ile tıpta uzmanlık asistanları arasındaki maaş açısından tek fark genel olarak "tıpta uzmanlık ödeneği"dir.

Bundan sonrası taban döner sermaye katsayısı ile alakalı olarak ayrıntı bilgidir. Tıpta uzmanlık asistanlarının tıpta uzmanlık yönetmeliğinden kaynaklanan  taban döner sermaye katsayısı ÖYPli olanlardan daha yüksektir. Genelde bu bir fark yaratmaz. Ama üniversite döner sermaye açısından sıkıntıda ise işte bu noktada fark çıkar. Çalışanlarının döner sermayesini taban katsayıya kadar düşürür. Tıpta uzmanlık kapsamında olanlar belli bir düzeyden aşağı düşmezken, ÖYPli olanların döneri daha fazla düşer. Ama üniversitenin döner sermaye gibi bir sıkıntısı yoksa bu fark anlaşılmaz. Detay bir bilgi.

Özet olarak:
Tıpta uzmanlıkta da ÖYP'de de aşağı yukarı maaşlar 2.700 - 3.000 civarı olur. Tıpta uzmanlık olanlar 150 civarı daha fazla alır. ÖYPli meslektaşlarımız bazı aylar üniversitenin döner sermaye sıkıntısına göre  500 liraya varan kayıplar yaşayabilirler bir ihtimal. Durum budur.

Akademik Gelecek

Akademik gelecek meselesi Türkiye'de çok belirsiz bir meseledir ama eldeki mevcut bilgiler açısından değerlendirmeye çalışalım.

ÖYP ile doktora yapanlar akademik olarak daha avantajlı olacaklardır. Doktora yapmak dünya genelinde de akademik olarak daha avantajlıdır. Diğer yandan tıpta uzmanlık ile temel bilimlerde olanlar ve uzmanlıklarını alanlar da akademik olarak üniversitelerde devam edebilirler. Bunun önünde bir engel yoktur. Sizi kabul edecek bir üniversite bulmanız yeterlidir.

Türkiye'de, tıp fakültelerinde, özellikle temel bilimlerde büyük açıklar vardır. Bundan dolayı hoca olarak üniversitelerde kalmanız diğer uzmanlıklara nazaran daha rahat olacaktır.

TUS ile Temel Bilimlerin Akıbeti

2011 yılında beri Biyokimya, Mikrobiyoloji hariç tıptaki diğer temel bilimler (fizyoloji, histoloji, anatomi, biyofizik,...) TUS ile kadro açmamaktaydı (patoloji cerrahi bilimlerin altındadır, doktorası yoktur. Diğer yandan adli tıp ve halk sağlığı dahili bilimlerin altında olmasına rağmen doktorası vardır). Yakın zamanda fizyoloji, histoloji gibi bölümler TUS ile kontenjan açıp asistan almaya başladılar. Bu kontenjanlar  Sağlık Bakanlığı kontenjanıydı.

Bu kontenjanların açılma hikayesi şöyleymiş. Sağlık Bakanlığı, üniversitelerin fizyoloji, histoloji, farmakoloji gibi anabilim dallarına yazı yazarak asistan ihtiyaçlarının olup olmadığı sormuş. Anabilim dalları da doğal olarak asistan ihtiyaçlarının olduğunu bildirmiş. Sağlık Bakanlığı da bu bölümlere TUS ile Sağlık Bakanlığı kontenjanı vermiş.

Doğal olarak, kontenjan Sağlık Bakanlığı kontenjanı ise Sağlık Bakanlığına bağlı yerlerde bölümün eğitim süresine göre 3 ya da 4 sene mecburi hizmeti olacak demektir. Diğer yandan burada sorulması gereken sorular vardır:
- Sağlık Bakanlığı kendi teşkilatı içerisinde halihazırda ihtiyacı olmadığı bu temel bilimler kontenjanlarını neden açmıştır?
- Uzmanlık kontenjanlarının açılma amacı ülkedeki uzman açığını kapatmak değil de üniversitelerin asistan açığını kapatmak mıdır?
- Mezun olacak bu kadar asistan nerede istihdam edilecektir?
- Sağlık Bakanlığı'nın kendisine bağlı tıp fakültesi açma veya dönüştürme gibi bir amacı mı var ki böyle kontenjanlar açmıştır?
- ÖYP ile alandaki uzman ve öğretim üyesi açığı kapatılma şansı varken niye bir daha kadro açılmıştır?

Gördüğünüz gibi Sağlık Bakanlığı'nın uzun bir aradan sonra açtığı temel bilimler kontenjanlarının geleceği ile alakalı büyük belirsizlikler vardır.

Geçmişte TUS ile açılan temel bilimler kontenjanları tıp doktorlarının mecburi hizmete gitmeden TUS çalışabilmelerine hizmet eden TAMPON kontenjanlar olmuşlardır. Şimdi ise bu kontenjanların Sağlık Bakanlığı kadrosu olarak açılması asistanlığa başlarken sözleşme yapılacağına ve kolayına kimsenin bu kontenjanları TAMPON olarak kullanamayacağına işaret etmektedir. Ama bu kontenjanların ne kadarının dolacağı da meçhuldür. Tampon tercih olarak yazılmalarının önünde geçilmesi iyi bir uygulamadır ama hala bu kontenjanların akıbeti, şu anki durumları meçhuldür.

Sonuç

Temel bilimlerde doktora ve tıpta uzmanlık olmak üzere bir çift başlılık, ikililik vardır. Bu da tıp doktorlarının bu iki kavramı ve konsepti anlamasını zorlaştırmaktadır. Bu yazının amacı bu kavramları ortaya koymak, tıp doktorlarını bilinçlendirmek ve bu ikisi arasında tercih yapacakların bilinçli bir tercih yapmalarını sağlamaktır. Umarım faydalı olmuştur.

Gelecekte, bizzat devlet yetkilileri tarafından bu kavramların iyi açıklanması ve Türkiye'nin geleceğine yönelik tıpta temel bilimler açısından bilinçli planlamalar yapılması ümidiyle...

54 yorum:

  1. hocam merhaba.ben eylül 2014 tusuyla fizyoloji uzmanlığı kazandım.hiç araştırmadan,sadece rahat olmak için yazmıştım.şimdi bölüme başlayalı 1 ay oluyor. başladığım fakülte yıllardır uzmanlık öğrencisi almamış ve nasıl bir eğitim programı izleyecekleri belli değil.kendimi çok vasıfsız hissediyorum burada ve sağlık bakanlığı kontenjanı olduğumdan istifa da edemiyorum.uzman olunca akademisyen olma imkanım var mı?nasıl bir yol izlemem lazım??uzmanlık eğitimim sırasında aynı zamanda bölümümde doktora yapsam bana faydası olur mu?ya da fizyoloji asistanı olarak başka hangi doktoraların bana faydası olabilir??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Öncelikle hayırlı olsun.

      Asistan iken kendinizi biraz vasıfsız hissetmeniz normal. Çünkü diğer klinik bölümlerdeki asistanlar hasta bakmak gibi elle tutulur işler yaparken temel bilimler asistanları çok da elle tutulur bir iş yapmazlar. Genelde temel bilimler asistanlarının işleri okumak, sunum hazırlamak, öğrencilerim lab. pratiklerinde başlarında olmaktır. Temel bilimlerde elle tutulur işleri daha çok hocalar yapar. Bu elle tutulur işler; derse girmek, araştırma yapmak, üniversitede belirli kurullara katılmak, ... vesairedir. Ondan dolayı fizyolojiyi seviyorsanız hocalığa doğru devam edin derim. Çünkü asıl iş hocalıkta.

      Hoca olma mevzuna gelince. Doktora yapmakla da şu anda yaptığınız tıpta uzmanlık ile de hoca yani akademisyen olabilirsiniz. Tıpta uzmanlığın tek farkı mecburi hizmetinizi yaptıktan sonra üniversiteye geçersiniz ya da (fizyolojide sık olur) mecburi hizmetinizi bir üniversitede yaparsınız. Bu şekilde hocalığa devam edebilirsiniz.

      Tıpta uzmanlık ile ve doktora ile hocalığa devam edebileceğiniz için ekstradan doktora yapmanıza gerek yok. Ama yapabilirseniz de iyi olur. Ekstra ve güzel olur.

      Sağlık Bakanlığı kadrosundaki asistanların istifa edememesi doğru değil. İstifa edebilirsiniz. Sadece istifa edene kadar aldığınız maaşlardan Sağlık Bakanlığı'nın size fazladan verdiği her ay için yaklaşık 500 - 1000 lira civarında bir kısmını ödersiniz. Ne kadar erken istifa etseniz o kadar iyi. Senet, uzmanlığınızı aldıktan sonra istifa ederseniz uygulanıyor. Asistan iken istifa ederseniz bildiğim kadarıyla süreç yukarıda yazdığım gibi işliyor. Fizyoloji sizin için yanlış tercihse ömrünüzü çürütmeyin ve istifa edin bence.

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
  2. merhaba , ben tıp 2. sınıf öğrenciyisiyim ve ideallerimin gerçeklik payını netleştirmem açısından oldukça faydalı bir yazı olmuş teşekkürler :) şimdi şöyle bir sorum olacak , diyelim ki ben temel bilimlerde doktora düşünüyorum . mezun olunca ne yapacağım , aşamaları nelerdir? bir de bu doktora ile yurtdışına gidebilirmiyim akademisyen olarak ( mesela avrupada akademisyen olabilirmiyim) ? yoksa mezun olunca doktora programına avrupada mı başvurmalıyım ve nasıl ? mezun olunca direk atanacaksam nasıl olacak? ( tusa girmediğimi varsayıyorum)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Bu blogun asıl amacı temel bilimlerle ilgilenen tıp öğrencilerine yol göstermektir. O açıdan 2. sınıfta olmanız ve imkanları araştırmaya başlamanız çok güzel bir şey.

      Öncelikle mezun olana kadar yapmanız gereken şeyler var. Bunlar nelerdir? Öncelikle okul notlarınız iyi olsun. TÜrkiye'de ya da Avrupa Amerika'da doktora yapmak isterseniz okul notunuz önemli bir kriter. Türkiye'de herhangi bir sınır yok ama yurtdışında doktora yapacaksanız 3.00'ın üzerinde, hatta 3,50'nin üzerinde bir notla mezun olursanız çok iyi olur. Okul mezuniyet notunuz 3,50'nin üzerinde ise birçok yurtdışı bursa (Fullbright gibi) başvurabilirsiniz.

      Mezun olmadan önce halletmeniz gereken 2. husus ise İNGİLİZCE. Ülkemizde dil kursuna giderek, yazları yabancı ülkelerde dil okullarına giderek İNGİLİZCEnizi geliştirin. Temel bilimlerde her şey ingilizce. İdeal olarak ADVANCE seviyesine gelmenizde fayda var.

      Bundan sonra artık mezun olduktan sonrasını konuşabiliriz.

      Öncelikle şu yazıları da okuyun derim bu blogdaki:
      http://mdphdturkiye.blogspot.com.tr/2012/01/tpta-doktora-imkanlarna-giris.html
      http://mdphdturkiye.blogspot.com.tr/2014/06/tp-ogrencilerine-akademik-tavsiyeler.html

      Mezun olduktan sonra yurtdışı bursları bulup ya da ailenizin maddi durumu iyiyse kendi paranızla yurtdışında doktora yapabilirsiniz. Yurtiçinde ise ALES ve dil puanınızı alarak dışardan doktoralara ya da ÖYP ile doktora kadrolarına başvurabilirsiniz.ÖYP ile atanırsanız maaş alarak doktora yaparsınız nereye atandığınızın bir önemi olmaz. Yok kadrosuz olarak dışardan doktora yaparsanız atandığınız yer önemli. Atandığınız yere yakın bir yerde doktora yaparsınız ya da ailenizin maddi durumu iyiyse ya da kendinizi idare edecek başka kaynaklarınız varsa istifa ederek sadece doktoranızla ilgilenebilirsiniz.

      Türkiye'de yüksek öğretim BOLOGNA sürecine geçiyor. Bu süreç Avrupa'daki bütün yüksek lisans ve doktoraları birbiriyle akredite eden bir süreç. Eğer BOLOGNA sürecine geçmiş bir üniversitede doktora yaparsanız Avrupa'da zorlanmadan akademisyenlik yapabilirsiniz. Amerika'da ise kabul eden yerlere gidebilirsiniz.

      Size tavsiyem blogdaki diğer yazıları da dikkatle okumanız. Sorularınız olursa ilgili yazının altında paylaşabilirsiniz.

      İyi günler, başarılar dilerim.

      Sil
  3. Sizce temel bilimlerde hangi dalların geleceği daha parlak?Yurtdışında hangi temel bilimlerde bize göre yer bulunabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Genel olarak bütün temel bilimlerin geleceği parlak. Genel olarak gelişmiş ülkelerde temel bilimlere çok önem verilmektedir. Lakin, bizim gibi geri kalmış ülkelerde temel bilimler hak ettiği değeri görmemektedir.

      Önemli olan sevdiğiniz, kendiniz severek verebileceğiniz bölümde çalışmanızdır. Yani bence siz hangi temel bilimler alanında çalışmak istediğinizi, hangi alanda mutlu olacağınızı ve hangi alanın ilginizi çektiğini tespit etmeye çalışın alan seçerken. Eğer siz bu şekilde alanınızı seçerseniz yurt dışında da değer görürsünüz, bir yerlerden de kabul alırsınız.

      Yurt dışında temel bilimler çok gelişmiş ve ciddi pozisyonlar var. Siz de yer bulabilirsiniz. Spesifik bölüm konuşmayı gereksiz buluyorum. Bölümüzü severseniz ve severek çalışırsanız gerisinin geleceğini düşünüyorum.

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
  4. Öncelikle gerçekten harika bir blog olmuş, neredeyse aradığım tüm soruların cevaplarını buldum, emeğiniz için çok teşekkür ederim. Birkaç ay içinde fakülteden mezun olacağım ve emin olduğum tek bir şey var kesinlikle temel bilim istediğim ve phd programıyla bunu gerçekleştireceğim. Fakat aklıma takılan birkaç nokta oldu. Şimdi istediğim bölümlerin kendi fakültemde ÖYP programı mevcut değil ama doktorayla alınabiliyorum. 50d ve ya 33a gibi iki tane kadro seçeneği mevcutmuş. Sizce hangisi daha mantıklı olur? Ayrıca mecburiye kesinlikle gitmek istemiyorum. Bunu tamamlamadan ilerde doktora eğitimimi tamamlayacağım branşta öğretim üyesi olarak kalmam ya da mecburimi bir şekilde orada tamamlamam mümkün olabilir mi? Son sorumda şu olacak, doçent olduktan sonra alacağım ücrette phd olarak kalmamın aynı bölümdeki uzman olup öğretim üyesi olanlara göre bir dezavantajı olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Teşekkür ederim.

      Bazı kavramlar sorunuzda birbirine girmiş, bunları düzeltelim.

      1. ÖYP programı her sene açılır, belki de kadrolar arasında fakültenizin de ÖYP kontenjanı olabilir.

      2. Evet 50d ve 33a var. 33a ÖYP kapsamındaki araştırma görevlilerinin kadrosudur, 50d ise istediğiniz bölüm kendi üniversitesi kapsamında isterse açabileceği kadrodur. 33a'yı YÖK ÖYP ile verir, 50d'yi ise üniversite bölümleri verebilir. Bundan dolayı bölüm size doktora kadrosu açacaksa bu 50d'dir. Yok 33a açabiliyorlarsa ne ala. Olabiliyorsa 33a açsınlar, yok ise 50d açsınlar. Mantıki sırası böyle.

      3. Mecburi hizmet işi sadece ÖYP programlarında belki olabilir. 50d kapsamında mecburi olmaz. ÖYP ile de doktora eğitiminizi üniversiteniz adına başka üniversitede yaparsanız mecburi hizmet var. Bu mecburi hizmet de Sağlık Bakanlığı'ndaki gibi acil, 112, TSM hizmeti felan değil yanlış olmasın. Üniversiteniz adına ÖYP ile doktorayı başka üniversitede yaparsanız üniversitenize dönüp belli bir süre hoca olarak görev yapmanız lazım. Bu şekilde.

      ÖYP ile alakalı blogda geniş bir yazı var. Lütfen onu okuyunuz.

      4. Doçent olduktan sonra doktora olsun tıpta uzmanlık olsun hocalar arasında özlük hakkı ve maaş olarak hiçbir fark bulunmamaktadır.

      Sorularınız olursa yazabilirsiniz.

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
  5. merabalar, blogunuzu cok begendim emeginize saglik.Bi sorum olacak, universitelerin hangi bolumlerde phd programi baslattigini nasil ve nereden ogrenebiliriz acaba? genelde karsima oyp kadrolari cikiyor,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fadime hanım merhabalar.

      Sanırsam aşağıdaki yazı sorunuzun cevabı olacaktır:
      http://mdphdturkiye.blogspot.co.ke/2015/06/saglk-bilimleri-enstitusu-sbe.html

      İyi günler. Başarılar.

      Sil
  6. Merhaba.Blogunuz çok faydalı.Teşekkür ediyorum. Ben şu an Tus.a hazırlanıyorum. Histoloji istiyorum ama forumları okudukça kafam karmakarışık oldu. Tüp bebek merkezlerinde çalışmak mantıklı geldi bana ama sertifika gerektiğini duydum. Yardımcı olabilir misiniz ?

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar.

    Temel bilimler genel olarak çok güzel, kafanın rahat olduğu ve bence tatminkar bölümler. Bir kere girdikten sonra tüp bebek işi de hallolur. Sertifika almak zor olmaz.

    Sertifika üzerine spesifik bir bilgim yok. Ama histoloji uzmanı olduktan sonra çok da sorun olacağını düşünmüyorum.

    Histolojiyi gönül rahatlığı ile tercih edebilirsiniz.

    Başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
  8. Merhaba. Ben şu an kadın doğum ihtisası yapıyorum ve bitmesine az kaldı.Tezim nedeniyle asistanlığım boyunca tüp bebekle haşır neşir oldum. Bulunduğum üniversitede histoloji ve embriyoloji doktorası yapmayı düşünüyorym.kpds ve ales'e girmiştim önceden gerekirse diye. Size iki sorum olacak:ilki, ben uzman olunca histolojiye kabul edilirsem mecburi hizmete gitmeden doktoraya başlayabilir miyim(böyle birşey olursa doktora bitince uzmanlık mecburisi için tekrar atanır mıyım kadın doğum uzmanı olarak);ikincisi Türkiye'de herhangi bir üniversitede doktora yapmış olmak yurtdışında ne kadar geçerli?
    Sorularımı cevaplandırırsanız çok sevinirim. Hazırladığınız faydalı blog için teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Çok doğru bir yoldasınız. Öncelikle tebrik ederim.

      1. Bu dönemlerde doktora başvuru dönemi oluyor. Ne zaman doktoraya kabul alırsanız başlayabilirsiniz. Tabi sizin için önemli olan doktora derslerine katılıp katılamayacağınız. Bulunduğunuz bölümden izin alabilecek misiniz? Doktora derslerine devam edebilecek misiniz? Bu soruların cevabı olumlu ise doktoraya başlayabilirsiniz. Diğer yandan doktoraya kabul almanız mecburi hizmetiniz için mazeret oluşturmuyor. Diğer meslektaşlarınız gibi atamaya girer, denk gelen yere gidersiniz. Eğer denk gelen yer şu anda bulunduğunuz yere yakınsa derslere devam edebilirsiniz. Yok uzaksa size yakın bir yerde doktoranıza devam etmenizi öneririm. Bu dönem eğer ders alabilirseniz, eğer başka bir üniversiteye geçme durumu olursa dersleri saydırabilirsiniz. Eğer mecburi hizmete gitmeme durumunuz varsa müstafi olursunuz ve bulunduğunuz şehirde kalıp sadece doktoranızla ilgilenebilirsiniz. Yani sonuç olarak doktora mecburi hizmetinizi ertelemenize veya mazeret durumuna yaramıyor.

      2. Uzmanlık dereceleri genel olarak ülkelerin kendi ülkelerinde mesleğini icra edecek hekimlere verdiği bir derecedir. Ondan dolayı genel olarak uzmanlık dereceleri sadece alınan ülkede geçerli olur. Diğer yandan doktora derecesi evrensel akademik bir derecedir. Dünya genelinde geçerliliği vardır. Doktora sonrası sizi kabul edecek bir ülkede öğretim üyesi olarak çalışabilirsiniz. Doktorayı, aldığınız PhD derecesini nereden aldığınız o kadar da önemli değil. Önemli olan olması. Yurt dışı geçerliliği gayet iyi. Ayrıca biz PhD derecesi aldığımız zaman, aynı zamanda MD de olduğumuz için uluslararası manada MD PhD derecesi çok saygın ve geçerli bir derece.

      Herhangi sorularınız olursa yazabilirsiniz.

      Akademik hayatınızda başarılar dilerim.

      Sil
  9. Yazınız için çok teşekkürler.Birkaç sorum olacak.Önümüzdeki nisan tusuyla histoloji veya fizyoloji yazmayı düşünüyorum.Ancak 4 senelik mecburi hizmet yükümlülüğü nedeniyle kafam karışık.Son 5 6 dhy'ye baktığımda bu bölümlerin uzmanları çok az ve genelde eahlara atanmış.Ben kesinlikle asistanlık sonrası mecburu hizmete de üniversitede devam etmek ve akademik kariyer istiyorum.Bu konuda bir bilginiz var mı acaba?Yani uzmanlığımı da üniversitede devam ettirebilmemin garanti bir yolu var mıdır ya da bu konuda bir tavsiyeniz olur mu?Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Mecburi hizmet atamanızda nereye atandığınız tamamen o DHY döneminde hangi kadroların açıldığı ile alakalıdır. Ve tabi ki nereyi tercih edip yerleştiğiniz ile.

      Daha önceki yıllarda fizyoloji histoloji gibi bölümlere genel olarak üniversiteler kadro açıyordu Artık Sağlık Bakanlığı kontenjanı olarak açıldığı için sanırsam Sağlık Bakanlığı kendisi kullanmak istiyor ve Eğitim Araştırma Hastaneleri'ne açıyor.

      Atamanızdan önce gidip bazı mercilerle görüşebilirsiniz. Bu ne kadar etik ya da yasal o kısmı size kalmış.

      Ya da asistanlığınız boyunca maaşınızın bir kısmını kenara atar, bitirdiğiniz zaman tazminatını ödeyerek 4 yıl mecburi hizmet yapmak zorunda kalmadan ayrılır üniversiteye geçersiniz. Sağlık Bakanlığı'na eyvallahınız olmaz.

      Bunun garanti bir yolunu bilmiyorum. Ama yukarıdaki yöntemlerle bir ihtimal olabilir.

      Siz yola çıkın, samimi olun, gerisi gelir diye düşünüyorum.

      Simdiden başarılar.

      Sil
    2. Cevabınız için çok teşekkürler.Özellikle mecburiye gitmemek için tazminatı ödeyip bakanlıktan kurtulmak çok mantıklı geldi.Ancak geçen gün yüklenme senedi için iki tane memur kefil gerektiğini öğrendim.Bir devlet,bilim insanı olmak isteyen gençlerin önünü ancak bu kadar tıkayabilir.Sanırım olmayacak bu iş :(

      Sil
    3. Evet senet için 2 kefil isteniyor. Maalesef Sağlık Bakanlığı kontenjanı ile temel bilimlerde uzmanlık yapmanın sıkıntısı bu.

      Diğer yandan temel bilimlerde uzmanlık yapmak da sıkıntılı. Çünkü sadece Türkiye'de kabul edilen bir derece uzmanlık. Diğer yandan doktora ile alınan PhD derecesi tüm dünyada kabul gören saygın bir derecedir. Bizler tıp doktoru (MD) olduğumuz için MD PhD oluyoruz ki bu daha saygın bir derecedir.

      Acaba bazı üniversitelerde kadrolu doktora yapma imkanlarını mı araştırsanız? Ya da kadro bulamasanız dahi bir yandan dışarıda nöbet tutup ya da işyeri hekmliği yapıp diğer yandan doktoranızı bitirseniz? Bu şekilde 4 yılın sonunda öğretim üyesi olabilirsiniz. Bir değerlendirin derim.

      Sil
  10. mrb lar.. ben eczacıyım. tus a hazıranıyorum.. tıp dışı alandan biyokiimya isiyorum.. uzman olduğumuzda doktorlardan ne farkımız oluyor. hak maaş vb konularda. ve her sene tıp dışı için kadro açılıyor mu.. tşk edrim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Tıp dışı TUS ve temel bilimlere yerleşme özlük hakları maaşla alakalı inanın hiçbir bilgim yok.

      HAstanelerdeki biyokimya uzmanları ya da üniversite olan bir ilde iseniz üniversitedeki biyokimya anabilim dalı ile bir görüşün isterseniz.

      İyi günler dilerim.

      Sil
  11. sayın patofizyolog,
    öncelikle bu blog için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.doktorayı burdan başka hiçbir yerde bu kadar açık ve kapsamlı ele alan,tıpçının halinden anlayan bir site yok :)
    size pek objektif bir soru olmayan , daha çok siz olsaydınız ne yapardınız tarzında birkaç soru sormak istiyorum
    ben 5.sınıf tıp öğrencisiyim ve ilerde bölüm olarak temel bilimlerden tıbbi genetik veya temel mikrobiyoloji düşünüyorum.okul not ortalamam düşük 62 63 civarı.şu anda bir tus dersanesine kayıtlıyım(kayıt olurken henüz aklımda temel bilimler yoktu).bunların dışında istediğim bir şey de mümkünse asistanlık/doktora zamanında 1-2 sene yurtdışında yaşamak,eğitim görmek.
    şimdi sorularım şöyle
    1.alesle doktora programına yerleşmek mi daha kolaydır tusla uzmanlığa yerleşmek mi ?
    -okul not ortalamam düşük
    -tus alesten çok çok daha zor ve ben henüz adamakıllı çalışmaya başlayamadım :)
    2.yurtdışı için doktorayı ön planda düşünmem gerekiyor yazılarınızdan anladığım kadarıyla.peki tus'u b planı yapmam sizce mantıklı mı?dersaneye yaklaşık 8000 lira vereceğim ve arka plana atarsam temel bilimleri kazanamam gibi?duruma göre dersaneden çıkmaya çalışmam gerekebilir.
    3.mecburi hizmete gitmek istemiyorsak mecburi hizmetten istifa edip gelip doktora sırasında acilde nöbet tutmak mı gerekir?(bu durumda özel bir hastanede)

    yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Zor bir tercih noktasındasınız. Şimdi sorularınızı irdelemeye çalışalım.

      Öncelikle temel bilimler düşünmeniz çok güzel. İnsan fakültenin sonuna doğru temel bilimlere kayabiliyor. Hangi bölümü sevdiğiniz bütün bölümleri gördükten sonra ortaya çıkıyor.

      Size tavsiyem eğer Tıbbi Genetik düşünüyorsanız iyi düşünün. Çünkü genetik doktorası ile TUS ile uzmanlık yapmak arasında dağlar kadar fark var. Doktora sonrası sadece akademik araştırma yaparsınız, TUS ile genetik uzmanı olursanız akademik çalışma ve üstüne hasta da bakabilirsiniz. Yok sadece akademik çalışma ve akademisyenlik düşünüyorsanız doktora yapmanızda sakınca yok. Diğer yandan mikrobiyolojinin uzmanlık ile doktorası arasında bu kadar fark yok. Tek fark yazıda da geçtiği gibi özlük hakları. Mikrobiyolojide de amacınız akademik olarak ilerlemek ise doktora daha avantajlı. Şimdi gelelim sorularınıza.

      1. ALES ile doktora programlarına yerleşmek şu an için daha kolay. Karşınızda doktora düşünen pek bir rakibiniz olmadığı için okul not ortalamanızın düşük olması çok bir şey değiştirmiyor. Birkaç kadro açılıyor, zaten birkaç başvuru oluyor. Ondan dolayı rahatlıkla doktora programına (tabi istisna olarak rekabet olan yerler olabilir, ben genel olarak konuşuyorum) yerleşebiliyorsunuz.

      2. Yurtdışında uzmanlıklarınızın bir karşılığı yok. Diğer yandan doktora yani PhD derecesi evrensel olarak kabul gören bir derecedir.
      Doktoraya kabul almak için ALES ve dil puanlarınızın elinizde olması yeterlidir. Bu puanlar da birkaç aylık çalışma sonucunda elde edilebilir. Diğer yandan TUS ile uzmanlık kazanmak için birkaç sene sağlam olarak çalışmak gerekir. Eğer uzmanlık mı doktora mı arada iseniz dersaneye devam edip uzmanlık olacakmış gibi devam etmeniz daha mantıklı. Çünkü zamanı gelip de TUS derseniz geri dönüp çalışmanız çok uzun sürer. Dersaneye devam edip uzmanlık çalışırken bir yandan da ALES ve dil puanınızı alırsınız. Yok eğer doktora yapmakta kararlı iseniz ve TUS'u tamamen silecekseniz dersaneden bir an önce kaydınızı silin. Doktora yolunda ilerleyin.

      3. Mecburi hizmetinizi yapmadan sağlık bakanlığına başlı olarak doktor olarak çalışamazsınız. Yani acillerde resmi olarak nöbet tutamazsınız. Bir yandan doktora yapıp diğer yandan bir miktar gelir elde etmek istiyorsanız ya mecburi hizmeti bitireceksiniz ya da farklı yollara başvuracaksınız. Mesela TÜBİTAK'ın doktora sırası araştıram bursu var. Doktora yapıyorsunuz, bir yandan da TÜBİTAK bursiyeri olarak bir araştırma yürütüyor ve ayda 2000 tl civarı bir para alıyorsunuz eğer hiçbir yerde çalışmıyorsanız. Ya da işyeri hekimliği. İşyeri hekimliği yapabilirsiniz para kazanmak için. Tabi başvurduktan sonra çıkması kesin değil. Diğer bir ihtimal İşyeri hekimliği yapabilmek için mecburi hizmet tamamlamanıza gerek yok. Hemen tıp fakültesi sonrası belgenizi alır almaz başlayabilirsiniz. Ya da sizin keşfettiğiniz başka bir yol ile para kazanır diğer yandan doktoranızı da yapabilirsiniz. Eğer mecburi hizmetinizin çıktığı yer doktora yapmayı düşündüğünüz yere yakın ve şartlar müsaitse mecburi hizmette iken de doktoranızı yapabilirsiniz. Mesela acillerde 112'de çalışıp ya da TSMlerde çalışıp doktora yapan birçok kişi var.

      Dikkat etmeniz gereken başka bir husus ise şudur: Birçok mikrobiyoloji ve genetik doktorası doktora yapan kişilerin haftanın 3 - 5 günü derse gelmesini istemektedir. haftanın 3-5 gününü ayırabilmeniz gerekmektedir. Tabi kesin değil. Doktoraya başvuracağınız yerle şartlar hakkında konuşun.

      Doktora süreci uzun, zorlu ve meşakkatli bir süreç. Yapacaksanız çok zorluklara katlanmanız gerekecektir.

      Sorularınızı ve katkılarınızı her zaman burada paylaşabilirsiniz.

      İyi günler.

      Sil
    2. sayın patofizyolog,
      öncelikle yardımlarınız için teşekkür ederim.doktora süreci hakikaten de zorlu bir süreçmiş :) hem 3-5 gün derse gitmek hem de kalan günlerde çalışmak,maddi açıdan çıkacağı belli olmayan işyeri hekimliğine veya aynı yere denk getirmenin zor olacağı mecburi hizmete güvenmek....baya riskli bir hareket olur gibi görünüyor.
      sanırım şu an benim için en mantıklı seçenek tus dersanesine devam etmek.zaten dal olarak patolojiyi de tam olarak eleyememiştim.bir yandan da hala 5.sınıfken ales ve dil sınavlarına da girip mezun olduğumda fırsat olursa kaçırmayayım diye doktora+mecburi hizmet yapmayı düşündüm.bu süreç içerisinde boş geçen stajlarda fakültedeki temel bilimler hocalarına danışıp belki labaratuarlara gidip dalımı da ona göre kesinleştirsem güzel olur.size son olarak bir soru daha soracağım.temel bilimler uzmanlığında yurtdışına çıkış imkanı hiç yok mudur? :) olsa güzel olurdu.cevabınız için şimdiden teşekkürler.

      Sil
    3. Evet yapmanız gereken aşağı yukarı anlattığınız gibi. Şimdilik 2 tarafa da gidebilecekmişsiniz gibi hareket etmenizde fayda var. TUS zor zanaat. Doktoraya kabul alması kısmen rahat olsa da onda da devam etmek, maddi durum zor zanaat. Bu süreç içerisinde sevdiğiniz bölüme ve nasıl yapmanız gerektiğine (TUS mu doktora mı?) karar verirsiniz.

      Temel bilimler hocalarınızın yanına muhakkak uğrayın. Bölümdeki asistan ve hocaların günlük rutin olarak ne yaptıklarını anlamanızda, hocalarla tanışıklığınızı ilerletmenizde, hocalara kendinizi göstermenizde faydası olacaktır.

      Şimdi gelelim sorunuza. Bu konu hassas bir konu.
      Temel bilimlerde uzmanlık yapmak tamamen kötü bir şey tabii ki değil. Yurt dışına çıkma imkanı oluyor ama insanlar genelde temel bilimler uzmanlık diplomaları ile değil TIP FAKÜLTESİ diplomaları ile çıkıyor. Yani uzmanlığın yurt dışında akademik bir karşılığı maalesef yok. Tıp fakültesi mezuniyetinizle yani MD unvanınızla yurt dışına çıkarsınız. Diğer yandan temel bilimler uzmanlığı yapmanız doktora yapamayacağınız manasına gelmiyor. Uzmanlık yaparken bir yandan da hocalarınızın izniyle kendi dalınızda ya da başka bir dalda doktora yapabilirsiniz. Diyelim ki fizyolojiye TUS ile yerleştiniz. Bir yandan da fizyoloji doktorası ya da atıyorum "nörolojik bilimler" doktorası tarzında eğitimler alabilirsiniz. Tabii ki hocalarınızın izniyle. Yani imkanlar değerlendirilebilir. Hem uzman olsanız temel bilimlerde hem de doktoranız olsa hem yurt içi hem yurt dışında sizden iyisi olmaz. Değerlendirilebilir imkanlar.

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
    4. teşekkür ederim :)

      Sil
  12. merhaba benim bi sorum olucakti, yabanci olan ve yurtdisina universiteyi tamamlayan bi doktor olarak ama turkiyede uzmanlik yapmak isteyen, saadece tusa mi girer yoksa mecburi hizmeti de yapmak zorunda mi? simdiden tesekkurler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MErhabalar.

      Blog olarak konum doktora imkanları ama bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışalım.

      Türkiye'de yabancılar için hiçbir şekilde mecburi hizmet yoktur.

      Yurtdışında tıpı bitirdiyseniz sanırsam STS sınavı ile önce Türkiye'de hekimlik yapma hakkı kazanır. Sonrasında ise TUS ile bir uzmanlığa yerleşebilirsiniz.

      Ülkemde TUS kadroları yerli ve yabancı hekimler için farklı kontenjanlar olarak açılır. Yabancı kontenjanı olan bölümleri tercih edebilirsiniz.

      Bildiğim kadarıyla bu kadar. Tam emin değilim ama araştırmaya devam etmenizi tavsiye ederim.

      Başarılar dilerim.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  13. Merhaba. Temel bilimlerde saglik bakanligi adina universite kadrosunda anatomi uzmanligi yapmak hakkinda yorumunuz nedir? Histoloji, fizyoloji ve farmakolojiyi anladim ama bakanlik anatomi uzmanlarini nasil istihdam edecek? Dhy lere bakinca universitelere atananlari gordum ancak oypliler varken universiteler mecburi hizmet kadrosu acarlar mi bilemedim - acilan kadrolar kisiye ozel mi acilmis yoksa bakanlik bu sekilde istihdam etmek uzere mi bu kadrolari acmis- tus ile anatomiye baslamak sonu belirsiz bir yol mudur yardimci olabilirseniz sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Temel bilimlerde fizyoloji, histoloji, anatomi gibi bölümlerde Sağlık Bakanlığı'nın kadro açma sebebi bir planlama ya da insangücü ihtiyacına binaen değildir. Sağlık Bakanlığı üniversitelere Sağlık Bakanlığı kadrosu ile asistan almak isteyen bölümleri sormakta, bu bölümlerde asistan ihtiyacına binaen kadro isteyince Bakanlık da kadroyu açmaktadır. İşin özeti budur. Yoksa Bakanlığın anatomi uzmanına ihtiyacı yoktur.

      Diğer yandan mezun olan asistanı istihdam etmek Sağlık Bakanlığı'nın görevi ve problemidir. Muhakkak ki, yerleştirecek bir yer bulur. Bu üniversiteler de olur büyük hastanaler de olur. Mecburi hizmetin var oluşu bu kadrodaki insanlar için şanstır aslında. Yani Bakanlık sizi istihdam edeceğine dair bir yerde garanti vermektedir. Anatomi uzmanı olarak da ya bir üniversitede ya da merkezi bir Bakanlık biriminde çalışırsınız.

      Bence önemli olan ve sizin için en önemli konu Anatomi bölümünü sevip sevmediğinizdir. Anatomi bölümü sevmeyerek yapılabilecek bir bölüm değil. Bu yola çıkarken bu kısmı düşünüp kararınızı verdiğinizi varsayıyorum. ÖYP programı da bittiğine göre anatomiyi asistan olarak ve maaşla yapmak için geriye Sağlık Bakanlığı kadrosu kalıyor.

      Size tavsiyem EĞER ANATOMİye GÖNÜL VERDİYSENİZ SAĞLIK BAKANLIĞI KADROSUNU TERCİH EDİN VE DEVAM EDİN. MECBURİ HİZMETİNİZ SONRASINDA İSTERSENİZ ÜNİVERSİTEYE GEÇERSİNİZ, İSTERSENİZ O AN OLDUĞUNUZ YERDE MEMNUNSANIZ DEVAM EDERSİNİZ. Yani bence bakanlık kadrosu sonu belirsiz bir yol değil. Tercih edilebilir. Tabi eğer bölüme gönül verdiyseniz. Önemli olan budur.

      Başarılar dilerim.

      Sil
  14. merhabalar,
    öncelikle yazılarınız ve tavsiyeleriniz için çok teşekkürler çünkü phd konusunda en ayrıntılı bilgileri blogunuzda bulabiliyorum. Ben 2015 tıp fakültesi mezunuyum ve halen mecburi hizmetimi yapmaktayım bu süreçte sizin yazılarınızla karşılaştım ve doktora konusunda şansımı denemeye karar verdim. Biyokimyada doktoraya kabul edilip kaydımı bu hafta yaptırdım fakat hala cevaplarını tam olarak oturtamadığım sorular var. Ben aslında üniversitede kalıp akademik kariyer istesemde günümüz şartlarında ne olacağı belli olmuyor ve bu açıdan baktığımızda Biyokimya alanında doktora yaptığımda sadece üniversitede mi çalışabiliyorum yoksa devlet hastaneleri özel hastaneler vs çalışma imkanları oluyor mu? Özlük hakları olarak baktığımızda bir kayıp mı doktora yapmak yoksa TUS ile şansımı denemem daha mı mantıklı? Sizin bu konudaki yorumlarınız benim için çok değerlerli, yardımcı olabilirseniz çok sevinirim, şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Teşekkür ederim.

      Öncelikle hayırlı olsun.

      Doktora yapmak maalesef size uzmanlık yapmanın özlük haklarını sağlamaz. Yazıda da belirttiğim gibi doktora salt akademik bir süreçtir.

      Ters taraftan bakacak olursak, doktora ile uzmanlığın özlük hakları kazanılsaydı bir tıp doktorları doktoraya hücum ederlerdi.

      Bu noktada gelecek hedefinizi iyi belirlemenizde yarar var. Dediğiniz gibi ülkemiz uzun vadeli pek plan yapılamayan, yapılsa da güvenilemryen bir ülke.

      Bu noktada size tavsiyem uzmanlık yaparak kariyerinize devam etmeniz olur. İsterseniz biyokimya veya başka alanda ayrıca bir doktora yaparak kariyerinize çap katabilirsiniz.

      Ana alanınızı seçerken özlük hakları güçlü tarafa yönelmenizi tavsiye ederim. Biraz TUS biraz gayret umarım bu iş olur.

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
  15. merhaba öncelikle çok aydınlatıcı bir site olmuş her şey için teşekkürler. ben de tıp fakültesi öğrencisiyim ve tus ile fizyoloji uzmanlığı düşünüyorum .birkaç sorum olacaktı öğretim görevlisi için mecburi haftalık 10 sa yazılıyor ama geri kalan vakitlerinde ne gibi şeyler yapılıyor mesela ayrıca kendi isteğimize göre ekders verebiliyor muyuz ? sömestır ve yaz tatilleri nasıl geçer bir öğretim görevlisi için? yardımcı olabilirseniz sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Böyle erken bir dönemde fizyoloji gibi temel bilimler bölümüne adanmış olarak yönelmeniz oldukça güzel. Ben de sizi tebrik ederim.

      Birçok üniversitede fizyoloji kadrosu ders ihtiyacını karşılamada yetersiz bile kalabilmektedir. Çünkü eczacılıktan diş hekimliği hemşirelik gibi neredeyse her sağlık bölümünde fizyoloji dersi var. Bu dersleri genelde öğretim görevlileri anlatmaktadır. Daha kıdemlendikçe ve doçent gibi kadrolara çıktıkça tıp fakültesi derslerine doğru gelinmektedir. Yani bu açıdan haftada 10 saatten baya fazla ders anlatacağınıza eminim.

      Diğer yandan fizyolojide bazı lab. dersleri olmaktadır. Bunlara girersiniz. Akademik çalışmalar ve eğitim toplantılarına katılırsınız. Lisansüstü olarak yüksek lisans ve doktora dersleri verebilirsiniz. Üniversite genelinde idari görevler alabilirsiniz.

      Fizyoloji dersleri genelde dönem içerisinde olduğu için ara tatiller ve yaz tatilleri rölantide geçer. Yani en azından ders ve sınav yükünüz olmaz kafanız rahatlar.

      Ayrıca kitap makale gibi bilimsel yazımlarla uğraşırsınız fizyolojide. Genel olarak bu şekilde.

      Umarım bu şevkiniz tıp sonrasında da devam eder ve öğrencilerine fizyolojiyi sevdiren bir hoca olabilirsiniz.

      Başarılar dilerim.

      Sil
  16. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  17. merhabalar,
    Sağlık bakanlığı adına uzman hekim olarak bir yıldır mecburi hizmetteyim. Taahhüt süremin dolmasına 3 yıl var. Bulunduğum ilde üniversitede öğretim üyesi kadrosuna geçebiliyor muyum? Geçebiliyorsam öğretim üyesi olarak burada geçirdiğim zaman mecburi hizmet süresinden sayılır mı? Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Sağlık Bakanlığı kadrosu olarak 3 yıl bakanlığa hizmet verme durumundasınız. Üniversite bir bakanlık kuruluşu değil.

      Üniversiteye bu 3 yıl içerisinde geçebilmek için başta imzaladığınız anlaşmaya göre ceza ödemeniz gerekir. Bu yılın sonunda ise istediğiniz gibi geçebilirsiniz.

      Seçenekleriniz bunlar.

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
  18. merhabalar tus da fizyolojiyi yazıp yazmama konusunda kararsız kaldım fizyolojide hoca açığı yok deniyor her ne kadar görevden alınmalar olmuş olsada son durumu bilemiyorum . ben fizyoloji yazsam mutlaka bir yere atanırım dhy den diye düşünüyorum.ama üniversite kadrosuna geçiş ne kadar kolay.bir de uzmanken ne yapacağım 3 yıl boyunca.atandığım yerde kendi kendime araştırma yapamak hiç iç açıcı gelmiyor.sıkılırım ben :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Öncelikle fizyoloji gibi temel bilimler alanında öğretim üyesi açığı vardır. Pek ala bu açık büyük illerde daha az olsa da yeni kurulan tıp fakültelerinde daha fazla sayıdadır. Açık yok iddiası doğru değil.

      Uzmanlığınızı bitirdiğinizde devlet sizi mecburi olarak atıyor. Büyük devlet hastaneleri, kan merkezleri ve üniversiteler muhtemel atama yerleriniz arasında. Tabi ki sizi üniversiteye ataması daha olası. Bu da bir fizyoloji uzmanı üniversitede ne yapar sorusunu sorduruyor:

      Bir fizyoloji uzmanı üniversitede araştırma yapar, ders anlatır. Dersler amfide teorik dersler ve lab da pratik derslerdir. Bolca ders anlatırsınız gibime geliyor.

      Tabi ki kendinize farklı uğraş alanları da bulabilirsiniz: Makale yazmak, kitap yazmak, bolca okumak, sosyal aktiviteler gibi. Mesela üniversite korosunun daimi üyesi olabilirsiniz :)

      Bunları yaparsanız sıkılmazsınız gibime geliyor. Yine de iyi ölçüp biçin. Ömür boyu yapacağınız mesleği belirliyorsunuz sonuçta. Bir ömür boyu yapabilirim, diyorsanız da çekinmeden yazın.

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
  19. Merhabalar,
    Zamanınızı ayırıp bu kadar şey yazdığınız için çok teşekkürler. Sağolun.
    Temmuzda tıp fakültesinden mezun oluyorum inşaallah. Her zaman ilgili olduğum Fizyolojide doktora yapmak istiyorum. (Zaten fakültemdeki fizyoloji TUS ile asistan almıyor ) Fakültemdeki fizyoloji hocalarım ile daha önce çeşitli projeler yapmıştık. Aramız çok iyi ve onlarda yanlarında çalışmamı istiyorlar bu yönden mutluyum. İlk aklımda olan atamalar sırasında burayı yazmak ve zorunlu hizmetimi yaparken doktoramı tamamlamak. Ama sorum şu ki, eğer farklı bir şehire atamam olursa ne yapacam? Onu bilemiyorum. İstifa edip doktoraya başlasam beni ne gibi zorluklar bekliyor. En basitinden artık doktorayı yapsam bile MD.PhD. olamıyor muyum?
    Yazılarınızdan anladığım zorunluyu yapmasam da doktorayı yapabiliyor olduğum ama merak ettiğim sağlık bakanlığı diplomamı vermediği için doktorluğum yokmuş, tıp fakültesi okumamış gibi mi akademik hayatımı sürdürücem?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Umarım güzel bir şekilde mezun olursunuz.

      Mezun olacağınız fakültede doktora yapabilmeniz için öncelikle derslere gidip gelebilmeniz gerekmektedir. Bu da ulaşım imkanlarına göre değişir. Örneğin İstanbul'dan gelip Ankara'da doktora yapanlar var. Veya doktora dersine uçakla gidenler var. Tabi ki aynı şehirde ya da en fazla 1 saatlik mesafede bir şehirde mecburiye atanmanız önemli. Eğer atanamazsanız bir şekilde ulaşımı sağlarsanız doktoranıza başlayabilirsiniz.

      Diğer yandan mecburi hizmette amirinizin doktora dersleri için size izin vermesi ya da nöbetli bir yerde olacaksanız nöbetleri ayarlamanız önemli. Her ne kadar anayasada "eğitim hakkı" diye bir hak olsa da amirlerinizle ters düşmeniz halinde doktora derslerine gidebilmeniz (aynı şehirde olsanız dahi) sıkıntıya düşecektir.

      Diğer bir imkan ise İŞYERİ HEKİMLİĞİ. Sertifikanızı alır, mecburiye gitmez, olduğunuz şehirde işyeri hekimliği ve doktoranızı yapmaya başlarsınız.

      Doktoranızı yaparsanız PhD unvanını alırsınız. (nokta). Zorunlu hizmetle doktoranın hiçbir alakası yoktur.

      Sağlık Bakanlığı artık diplomanızı veriyor. Diploma hazır olduğunda fakültenizden alabilirsiniz. Eskiden mecburi hizmet yükümlüğünü tamamlamadan diploma belgenizi öğrenci işlerinden alamıyordunuz. Şimdi diploma belgenizi alabiliyorsunuz ama mecburi hizmet yükümlülüğünüzü tamamlamadan özel sektörde hekimlik yapamıyorsunuz. Olay şu an için budur.

      Doktora yaparsınız, doktora belgenizle üniversitede hoca olabilirsiniz. Mecburi hizmet ya da diğer şeyler sizi bağlamaz. Eğer ki akademi yolundan gitmek istiyorsanız.

      Gelecek sorularınızı yine buradan sorabilirsiniz.

      Başarılar dilerim.

      Sil
    2. Çok sağolun Allah razı olsun.
      Şu anda tek karar verdiğim Fizyoloji okumak istediğim. Karar veremediğim ise bunu TUS'la mı yapmalıyım yoksa doktora ile mi kısmı. Yoksa ikisini birden mi yapmaya çabalıyım..
      Sizin bir kaç yazınızda tus ile doktorayı kısaca karşılaştırmışsınız onları da okudum ama sizin bana tavsiyeniz ne olur onu bilmek isterim.
      Dediğim gibi fizyolojiyi seven ve akademisyen olmak isteyen biriyim. Benim durumum da bana ne önerirsiniz ?
      (Aklımda en çok doktora ile yapsam ilerde TUS ile girmediğim için bir olumsuzluk yaşar mıyım kısmı var)

      Sil
    3. Tekrar merhabalar.

      Yazımda da belirttiğim gibi uzmanlık ülkemiz açısından, doktora ise uluslararası planda güçlü bir eğitim. Bence önceliği birisine vermeniz önemli. Bu da sizin karar vermeniz gereken bir durum. Daha sonrasında bir tanesini öncelemenin ardından isterseniz diğeri de yapılabilir.

      Arada bir örnek vermek istiyorum. Diyelim ki uzmanlık yapmaya karar verdiniz. Doktoranızı ise illa ki fizyolojide yapmak zorunda değilsiniz. Örneğin sinirbilim alanına ilginiz varsa doktoranızı sinirbilim, nörolojik bilimler alanında da yapabilirsiniz.

      Ben yazılarımda durumu, artıları ve eksileri ayrıntılı bir şekilde ortaya koymaya çalıştım. Bunlardan yola çıkarak, başka kişilerin de görüşünü alarak son kararı vermesi gereken kişi sizsiniz. Sonrasında pişman olmamanız adına sizin için en doğru kararı vermeniz lazım.

      Aklınızdaki tüm soruların cevabı artık sizde.

      Sil
  20. Merhaba ben tıp fakültesi 4.sınıf öğrencisiyim,yani daha yeni 4'e geçtim. Benim amacım tıp fakültesine girdiğimden beri genetik veya biyokimya alanlarında ABD'de doktora yapabilmek. Belki biliyorum size uçuk gelebilir ama ben nobel ödülünü kazanmak istiyorum, hayatımı bu yola adayabilirim. Ancak neyi nasıl yapacağımı bilmiyorum. Yani mezun olduktan sonra nasıl bir yol izliycem nerelere başvurucam, ABD'ye burslu gitmem için hangi bursları alabilirim, en önemlisi de şuan 4. sınıftayım ve şuan okurken neler yapmalıyım, yani not ortalamam kaç olmalı ABD'ye gitmek için başka hangi sınavlara girmeliyim biyokimya ve genetik alanında doktora için. Açıkçası benim yolumun ve istediklerimin Aziz Sancar'la örtüştüğünü düşünüyorum.Ben de bir tıp fakültesinden mezun olduktan sonra genetik veya biyokimya alanında doktora yapmak için ABD'ye gitmek istiyorum, orda akademisyen olup yeni bilgilerin bulunmasında katkım olsun istiyorum. Bir şeyi daha paylaşmak istiyorum sizle. Ben açıkçası John Hopkins'in tıp alanında çok başarılı olduğunu duydum. Araştırdım ama genetik ve biyokimya için doktora şartlarına tam ulaşamadım. Yani benim okul not ortalamamın kaç olmasını istiyor[Bu istedikleri not ortalamasının Türkiyede'ki karşılığı kaç not ortalamasına denk geliyor.],İngilizce sınavından kaç puan istiyor ve başka hangi sınavlara girmem gerekiyor. Bir şey daha paylaşmak istiyorum. Benim bu 3 senenin toplam ortalaması 72 acaba bu ortalama oraya [John Hopkins] veya onun ayarında olan üniversitelere girmem için yeterli mi, gerçekten bunları öğrenmek istiyorum. Evet, biraz uzun oldu, kusura bakmayın ama hayatımı buna göre biçimlendiricem, şimdiden ingilizceye çalışıyorum,ama okul not ortalamam kaç olması gerekiyor, başka neler yapmam lazım gibi sorulara bir türlü cevap bulamadım. Eğer dikkate alıp cevap verirseniz çok minnettar olurum, herşey için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  21. merhaba yazılarınız için çok teşekkürler. ben tus ile fizyoloji kazandım ve asistanlığı başlayalı daha birkaç gün oldu. merak ettiğim konu şu ki öyp sistemi kaldırıldı mı? eğer kaldırılmadıysa aynı üniversitede öğretim üyesi olarak kalabilmek açısından keşke öyp yapsaymışım diye pişman olacağım sanırım:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Öncelikle hayırlı olsun.

      ÖYP programı artık kaldırıldı. Bu kapsamda araştırma görevlisi alınmıyor.

      Öğretim üyesi olmanın yolu çok çalışmaktan ve alanında başarılı ve yetkin olmatan geçer. Siz bu yolun yolcusu olursanız illa ki bir üniversitede öğretim üyesi olursunuz. Merak etmeyin.

      Başarılar dilerim.

      Sil
  22. Merhabalar öncelikle bu degerli bilgilerinizden oturu cok tesekkur ederim.Ancak soyle bir anlamama durumu oldu benim acimdan.Klinik branslarda yapilan uzmanlik da mi yurtdisinda taninmiyor. Eger taninmiyorsa klinik branslar da ulkemizde doktora seklinde alinabiliyor mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Ülkemizde bazı branşlar hem DOKTORA hem de UZMANLIK yoluyla yapılabilmektedir. Bunlar Halk Sağlığı, Mikrobiyoloji, Biyokimya, Fizyoloji, Histoloji, Farmakoloji, ... diye gitmektedir. Bu alanlar özellikle Amerika ve İngiltere'de dünyanın birçok yerinde doktora yoluyla yapılmaktadır. Kastettiğim bölümler bu bölümlerdir. Yoksa bir dahiliye ya da cerrahi branşlar tabi ki sadece UZMANLIK yoluyla tüm dünyada yapılmaktadır.

      İyi günler dilerim.

      Sil
  23. Öncelikle bu süper blog için çok teşekkür ederim. Ben 7 yıllık hekimim acil aile hekimliği derken tus a girdim ve anatomi ye yerleştim. Uzun aradan sonra su aşamada en çok düşündüğüm bakanlık beni acil de çalıştırır mi mecburi hizmette birde akademisyen lik olmazsa ne olur sizce

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MErhabalar.

      Öncelikle hayırlı olsun. Anatomi mezunları genelde üniversite hastanelerine atanıyor. Genelde akademide oluyorsunuz. Endişe etmenize gerek yok gibi duruyor.

      Anatominin yeri akademi. Akademiden başka da bir şansınız yok gibi duruyor. Yani ancak "Body Worlds" gibi bir sergi açarak dünyayı dolaşmanız lazım :)

      Başarılar dilerim. Umarım her şey gönlünüzce olur.

      Sil
  24. merhaba hocam ben biyoloji bölümü okudum daha sonra terapi ve rehabilitasyon okudum ve şimdi tıp fakültesinin tıbbi mikrobiyoloji bölümünde master yapıyorum şimdi temel tıp bilimlerine tıp dışından giriyorum tus sınavınamı hazırlanayım yoksa ales ve yds den yüksek alıp doktora mı yapayım mikrobiyolojiden ikisi arasındaki fark ne ? doktoradan sonra hastanede uzman mikrobiyolog olabilirmiyim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      TUS ile uzmanlık ALES yds ile doktora yaparsınız. Aradaki fark yukarıda ayrıntılı olarak anlatılmakta. Doktoradan sonra uzman olmazsınız devlet sizi uzman olarak saymaz. Hangi yoldan gidecekseniz karar verip ona göre ilerleyiniz.

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
  25. hocam merhabalar,
    öncelikle blog için teşekkur ediyorum elinize saglık. ben fizyoloji asistanıyım ve isceçte uzmanlıgımızın sayılma ihtimali oldugunu duydum . Net bir şekilde normalde geçerli olmadıgını yazmışsınız fakat son zamanlarda degişen bir şey olup olmadıgını merak ettim .
    iyi akşamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.
      Fizyolojide dünya genelinde trend doktora yeni PhD. Ama araştırınca belki bizim gibi ülkeler olabilir. Ya da orada başka pozisyonlar da olabilir.
      İstisnalar her zaman olabilir.
      Araştırmanızda ve yazışmanızda fayda var.
      Oluyorsa değerlendirirsiniz.
      Başarılar.

      Sil