6 Haziran 2014 Cuma

Tıp Öğrencilerine Akademik Tavsiyeler


Sevgili tıp doktorları ve geleceğin tıp doktorları olacak tıp öğrencileri.

Hepinizin malumudur ki, ağaç yaşken eğiliyor. Halihazırdaki tıp doktorları için bu blogdaki yazılar yararlıdır. Zararın neresinden dönersek ya da nerede kara geçmeyi başarırsak kardır. Diğer yandan elimizde daha kök hücre özelliğinde, her alana yönlenebilecek kapasitedeki tıp öğrencilerimiz var. Bu yazıda daha tıp öğrencisiyken temel bilimlere, doktoraya ya da diğer akademik konulara yönelen ya da aslında bu bölümlerde kendini bulacak tıp öğrencilerine bazı tavsiyelerde bulunacağım.

Bu blogu kurarken, tıp doktorlarına ve tıp öğrencilerine doktora ve akademik konularla alakalı bilgi vermek gayesiyle çıktım. Ana amaçlarımdan bir tanesi de tıp öğrencilerinin popüler kültürün etkisinde kalarak ve popülizmin peşinde koşarak uzmanlığına karar vermelerini önlemek, aslında temel bilimlerde ve akademide kendini bulacak tıp öğrencilerine erken zamanlardan bu duyguyu aşılamak ve çok geç bir zamanda gerçekleri anlamalarına engel olmaktır (burada bu dediklerimi yaşayan tıp doktorları bir "ah" çekeceklerdir, keşke bize de tıp öğrenciliğimizde böyle diyen biri olsaydı, diye).

Tıp alanını gözlemlediğim uzun yıllardan beri TUS ve uzmanlık seçimi konusunda büyük değişimler gördüm. ilk başlarda dahiliye, pediatri gibi ana alanların puanı yüksekti. Çapa dahiliye, Cerrahpaşa pediatri insanların hayallerini süslerdi. Sonraları kardiyoloji, plastik cerrahi, kadın doğum gibi bölümler ön plana çıktı. Şimdi ise radyoloji, FTR, dermatoloji gibi rahat dallar ön planda. Şunu gördüm ki, yıllar önce popüler kültürün etkisiyle kadın doğum alanını ya da dahiliyeyi seçenler bin pişman. İşini severek yapanlar tabi ki, etkilenmemişlerdir. Popüler kültürün etkisiyle kardiyoloji seçenler bugün bin pişman. 4 -5 yıllık kardiyoloji uzmanı iken, af çıktıktan sonra daha önce bıraktığı nükleer tıpa giren insanlar gördüm, 40 küsür yaşında iken bir uzmanlığından sonra adli tıp ya da halk sağlığı uzmanlığına dönenler gördüm. 3 - 5 bölüm dolaştıktan sonra temel bilimleri keşfedeni gördüm. Bu da bende şu görüşü doğurdu: Popüler kültürün etkisinde kalmayacaksın, hangi bölümü seviyorsan o bölüme gideceksin. Neticede gülü seven dikenine katlanır. Tıp öğrencisiyken her dersi ve stajı aldığınızda aktif olun, sanki orada çalışıyormuş gibi davranın ve o bölümü deneyin. Sevdiğiniz, yeteneğinizin olduğu, ömür boyu içiniz rahat olarak yapabileceğiniz alanı seçin.

Sanırsam popüler kültürün etkisinde kalmamız, biraz da biz tıp doktorlarının yarışmacı insanlar olmasından kaynaklanıyor. Daha tıp öğrencisiyken herkesin kendisine hedef olarak koyduğu Siyami Ersek kardiyolojiyi kendisine hedef olarak koyuyor arkadaş. Her yere, TUS kitaplarına Siyami Kardiyo yazıyor. Sonra kazanamadığında üzülüyor, kazansa pişman oluyor. Çünkü popüler kültürün etkisinde kalarak orayı yazıyor. Bölümü ve zorluklarını tanımıyor. Siyami Ersek kardiyodan, Koşuyolu kardiyodan mezun olup pişman çok kardiyolog biliyorum. O zaman:

Popüler kültürün etkisinde kalmayın.
Kendi sevdiğiniz dala yönelin.
Aksine ailenizden ve tıbbiyedeki arkadaşlarınızdan gelen başka seslere (örn. fizyoloji de neeymiş gibi) kulak asmayın.
Unutmayın, dün psikiyatri kazanları psikologlarla karıştırıp "bari doktorluk kazansaydın" diyen halkımız vardı, bugün ise psikiyatri TUS puanı en yüksek bölümler arasındadır.
Unutmayın, dün mikrobiyologları klisinyenler küçümserdi, bugün ise klinisyenler bir dakika durmadan çalışırken, mikrobiyologlar rahat laboratuvarlarında çaylarını yudumlamakta ve daha fazla performans yapmaktadırlar.

Bütün tıp doktorlarını temel bilimlere çelmek gibi bir amacım yok. Biliyorum ki, 100 tıp öğrencisine konuşsam, aralarından 3 - 5 tane temel bilimler düşünen ve isteyen tıp öğrencisi çıkacaktır, çıkmalıdır. Çıkmıyorsa anormaldir, popüler kültürün etkisidir. Bunu kırmamız lazım. Amacım 100 tıp öğrencisinden 100'ünün temel bilimler seçmesi değildir. Hakikaten yeteneği olan, kendisini temel bilimlerde bulacak ve gerçekleştirecek bu tıp öğrencilerini temel bilimlere çelmektir. İşte bu 3 - 5 tıp öğrencisi arasında olan tıp öğrencisi! Sözüm sanadır:

Gel, popüler kültürün peşinde koşma. Gel, içindeki araştırmacı ruhunu ortaya çıkar. Gel, bu alana yönel. Anatomist olup, özel tıp fakültelerinden 20.000 TL maaşla transfer edilenler vardır. Aynı tıp fakültesinde klinisyenlerin çoğu bu kadar almamaktadır. Çünkü klinik bölümlerin kadroları zaten hemen dolmaktadır. Temel bilimler ise boştur. Akademik kariyer imkanları ve olanakları daha fazladır. TUS dershaneleri klinik bilimler hocalarını çok rahat bulmakta, temel bilimler hocası bulmakta zorlanmaktadır. Temel bilimlerde TUS dershanesi hocalığı da yapabilirsin. Bu örnekleri çok para kazanırsın garantisi vermek için değil, para sadece klinik bilimlerde değili kanıtlamak için veriyorum. Bu algıyı yıkın.

Popüler kültürün önünde sürüklenirsen mutsuz olursun. Kendini gerçekleştir, sevdiğin bölüme yönel. İdealist olarak, severek istersen Beyin ve sinir cerrahi yaz ve ilerle. Saygı duyarım. Ama sevdiğin, istediğin bölüme git. Başkasına kulak asma. Popüler kültürün önünde sürüklenirsen gelecekte, uzun zaman sonra aklın başına gelir de pişman olursun, çok vakit kaybettim dersin. Keşke daha önce bu alana dönseydim dersin. Hem gelecekte hangi bölümün popüler olacağı belli olmaz. Dün kardiyolojiydi, ondan önceki gün dahiliye ve pediatri, bugün ise FTR ve derma. Peki yarın? Yarın aynı bölümlerin popüler olacağının garantisi var mı? Mesela bugünlerde adli tıp ve halk sağlığı birçok bölümden daha fazla TUS puanı ile asistan almakta. Dün ise puan olarak geçtiği bölümler adli tıpla ve halk sağlığıyla alay ederlerdi. Anestezinin önceden puanı çok düşüktü, şimdi ise baya yükseldi. Anestezistlerle "50 puanlık adam, niye tavsiyelerine uyayım" diyen klinisyenler biliyorum. Bugün anestezinin puanı bunu diyenlerin puanını geçti.

Gelelim, zaten tıbbı ailesinin isteğiyle yazmış, tıptan her gün nefret eden, tıptan bir beklentisi olmayanlara. Haklısınız. Kendi isteğiniz dışında buraya itildiniz. Aslında belki de mühendislik istemiştiniz, belki de başka bir alan. Bundan sonra yapacağınız kendinize uygun bir dal varsa ona yönelmeniz. Psikoloji ile ilgilenenler biraz tı dışı olarak psikiyatriye kayabilir. Bakın, bilgisayarla ve mühendislikle ilgili olanlar medikal mühendisliğe ya da tıp bilişimi bölümüne kayabilirler. Alan çok. Yine olmadıysa, bu arkadaşkların tıbbın içindeki daha az travmatik olan FTR, derma gibi bölümler seçmesine bir şey demem.

Diğer yandan sadece para için tıbbiyeyi seçen veya seçtirilen tıp öğrencilerine. Ya bu düzeni kıracaklar ya da onlar zaten para neredeyse orada olacaktır. Salt olarak para kazanmayı düşünenlerin temel bilimlerden çok nasibi yoktur. Herkesin tercihine saygı duyarım. Bu arkadaşların bu düşünceleri değişmezse, bu yazıdan alabilecekleri bir şey yoktur.

Temel Bilimlere ve Doktoraya Yönlenmek İsteyen İçin Akademik Tavsiyeler

Bu kadar yazıdan sonra artık tavsiyelere geçebiliriz. Artık kararınızı verdiniz ya da vereceksiniz.

Gerekli puanlar olarak ALES ve YDS puanlarınızı 5. veya 6. sınıflarda veya daha erken sınıflarda alın. Tıpta ortalama yapmak gereksiz diyenlere aldanmayın. Temel bilimler ve doktora düşünüyorsanız çok gerekli. Mümkün olduğunca ortalamanız iyi olsun.

İlgilendiğiniz bir ya da birden çok temel bilimler alanıyla alakalı okuldaki hocalarınızla görüşün, tanışın. Onlarla projelere ve araştırmalara girin. Laboratuvarda vakit geçirin. Varsa doktora derslerine girin müsait zamanlarınızda (doktoraya resmi olarak başlayamasanız da, derslerine hocalarla konuşup girebilirsiniz). Bunları yapmanız istekli olduğunuzu hocalara gösterecek ve ileride doktoraya kabulde hatta üniversitede kalmanızda faydalı olacaktır. Çünkü temel bilimler hocaları idealist, ilgili öğrencileri severler.

İlgili olduğunuz alanla alakalı kongrelere ve diğer akademik toplantılara katılın. Bildiri yazın. Mümkünse yurt dışında araştırma stajı ayarlayın. Hatta mümkünse doktora için yurt dışına gidin.İmkanınız varsa Türkiye'de durmayın.

Sürekli yeni imkanlar araştırma halinde olun. Benim bilmediğim çok şey var. Sizlere de dolayısıyla aktaramam. Lakin, kendi yolunuzu kendiniz açın. Başkasının açtığı yollara bel bağlamayın. Siz kendinize bir yol açtığınızda başkalarına da yollar açın, yardımcı olun, elinden tutun.

Okurken ERASMUS gibi değişim programlarıyla yurt dışına gidin.

Yazlar çok önemlidir. Yazlarda gönüllü olarak araştırmalara katılın. İlgi duyduğunuz alanla alakalı kurslara gidin.Sertifikalar alın. Örneğin, ilgili iseniz ELISA, elektroforez, Western Blot kursuna gidin ve sertifika alın. Deney Hayvanları Kullanım Sertifikası alın, dursun. Bir hayvan deneyine katılırsanız gerek olur.

Gibi, gibi, gibi,... Yine aklıma gelirse yazarım. Siz de araştırın.

Sonuç

Ben kendi üstüme düşen görevi yaptım. Siz daha tıp öğrencisiyken sizleri uyardım. Gelecekte "dememişti" diyemezsiniz. Tıbbiyeyi aktif okuyun. Her bölümde sanki oranın asistanı gibi çalışın ki, oranın size uygun olup olmadığı, sevip sevmediğinizi değerlendirin. Uzmanlık alanınızı ve temel bilimlerle ilgileniyorsanız sevip sevmediğinizi değerlendirin. Ne kadar erken karar verebilirseniz o kadar iyi. Uzmanlık seçerken uzun seneler kaybetmenize de engel olur böylece.

Elinizden geldiğince araştırın, sevdiğiniz bölümü bulmaya ve bölüme daha tıp öğrencisiyken karar vermeye çalışın. Şu sözü unutmayın:
"Aramakla bulunmaz, ama bulanlar arayanlardır"
Umarım gönlünüzde yatan aslanı bir an önce bulursunuz ve umarım aranızdan 100 tıp öğrencisinde 3 - 5 tanesi idealist olarak temel bilimleri seçer ve mutlu olur. O zaman bu yazı başarıya ulaşmış demektir.

Başarılar.

27 yorum:

  1. Öncelikle çok teşekkür ederim bilgilerinzle aydınlattınız beni.Ben tıp öğrencisiyim.ELISA, elektroforez, Western Blot kurslarına gidin demişsiniz.Bu kursları hangi üniversitelerin verdiğini nasıl öğrenebilirim?Bu konuda bana yardımcı olur musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Üniversiteler böyle kursları bazen duyurmakta bazen kendi öğrencilerine vererek katılımı sınırlı tutmakta. Bazen de üniversitelerde bilimsel araştırma kulüpleri bu eğitimleri organize etmekte. Üniversite ilanlarından ya da bu kulüplerin duyurularından, kısacası internette google'a "ELİSA kursu" ya da "ELİSE eğitimi" gibi anahtar kelimeleri yazarak araştırmanız gerekiyor. Başka çareniz yok.

      Bu yöntemleri öğrenmenin diğer bir yolu ise, tıp öğrencisi iken bu yöntemlerle uğraşan hocaların yanına gidip laboratuvarlarında çalışmak. Belki sene içerisinde belki de yazın gönüllü ve ücretsiz olarak çalışmak.

      Kendinize Prof. Dr. Aziz Sancar'ı örnek alın (bu blogda kendisi ile alakalı yazı var). Kendisi tıp öğrencisi iken biyokimya dalında gönüllü olarak çalışıyor.

      İşte bunları yaptığınızda ancak bu yöntemleri öğrenebilirsiniz.

      Başarılar dilerim.

      Sil
  2. Merhaba,
    Öncelikle bütün yazılarınız için çok teşekkürler. Şu an 5. sınıfım, fakülteye bilim insanı olma tutkusuyla ve idealist bir kafayla başladım fakat temel bilim derslerini gördükçe burada mutlu olabileceğime dair inancım zayıfladı. Bezmiş, ruhsuz, bilim üretmeyen yalnızca üretilenleri aktaran hocaların ne işimize yarayacağını tam olarak anlayamadığımız derslerine çalışa çalışa kliniğe geçtik. Ve klinikte (ruhen) kaybolduğum 15 ayın ardından klinisyen olarak da mutlu olmayacağımı anladım ve tekrar temel bilimlere yöneldim, 5 yıl önce içimde olan o şiddetli bilim insanı olma isteğini hatırladım. Bu blog sayesinde de bunun yapılabilirliğine inancım arttı.
    Ben üreten kısımda olmak istiyorum hocam. Özellikle immünoloji çok ilgimi çekiyor.
    İlk sorum: Sizce bu konularda ülkemizin imkanları nasıl? Gerçekten bilim üretilebiliyor mu?
    2. sorum: ÖYP sonrası süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Tıp doktorları için açılan temel bilim kadroları hala boş kalıyor mu yoksa bunları torpilli kişilerle mi dolduruyorlar? Bu konuda gözleminiz oldu mu?
    3.sorum: Yurtdışında doktora yaptıktan sonra Türkiye'ye dönüp iyi bir üniversitenin akademik kadrosuna girme planını gerçekçi buluyor musunuz? Bu o üniversitenin belirlediği makale sayısı gibi şartları sağlamakla mı mümkün yoksa ana bilim dalındaki hocalarla kurulan ilişki daha mı etkili?
    Değerli zamanınız için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar.

    Yorumunuz için ben teşekkür ederim.

    Maalesef ülkemizde temel bilimlerde öğrencilere rol-model olacak pek öğretim üyesi bulunmamaktadır. Bu öğretim üyeleri öğrencileri temel bilimlerden de soğutmaktadır.

    Yalnız şunu bilmek lazım ki, bu düşülen önemli bir HATADIR. Çünkü temel bilimler hocası olarak örnek alınacak kişiler genelde yurt dışında özellikle Amerika ve İngiltere'deki kişilerdir. Siz de Türkiye'yi geçip aslında birkaç ay oralarda araştırma için kalabilseniz sizin de temel bilimlere olan bakışınız değişecektir.

    Diğer yandan siz o öğretim üyeleri gibi olmamak ve tıp öğrencilerini o öğretim üyelerinden kurtarmak için çok daha iyi bir temel bilimler öğretim üyesi olmanız lazım. Araştırma yapan, kendini geliştiren, öğrencilere önemli noktaları etkili ve sevdirerek anlatan, öğrencilere her zaman kapısı açık bir öğretim üyesi... Hedefiniz ve hayaliniz bu olmalı.

    Şimdi gelelim sorularınıza:

    1. Ülkemizde temel bilimler genel olarak klinik bilimlere oranla daha zayıf. Amerika ile karşılaştırıldığında iyi klinisyenlerimiz var ama temel bilimler yönümüz çok daha zayıf. Bunda kalifiye tıp doktorlarının temel bilimlere yönelmemesi ve araştırma için kaynak azlığı gibi nedenler rol oynamakta. Aslında üretmek size bağlı. Temel bilimler yatış olarak gören kişiler yerine İDEALİST tıp doktorları temel bilimlere girdiğinizde, aslında var olan yerli ve yabancı araştırma burslarını alarak çok rahat araştırma yapabilir. Bu da size bağlı. Yetkin bir temel bilimci doktora yaptığında (yani PhD) dünyanın her yerinde saygı görür.

    2. ÖYP programı maalesef kalktı. Hükumet yakın zamanda desteklenecek 100 kadar alan belirledi fakat bunların arasında immünoloji yok sanırsam (yine de bakın siz). Olsa dahi verilen para 1500 tl gibi komik bir aylık burs. Siz aslında aynı zamanda acil ya da işyeri hekimliği yaparak geçiminizi sağlayıp diğer yandan doktoranızı da yapabilirsiniz. Araştırma görevlisi kadrosu bulursanız tabi ki değerlendirebilirsiniz, fakat kadro biraz az tabi.

    3. Yurt dışında doktoranızı yapmanız tabi ki en güzel olanı. Doktoranızı yaptıktan sonra ülkeye dönmek bile istemeyebilirsiniz. Türkiye'de bilime verilen önemin arttığı zamanı bekleyebilir, isterseniz o zaman dönersiniz. Tabi ki yine de dönmek sizi kararınız. Ülkemizde yurt dışı sonrası zorlanacağınız konu akademik hususlar yerine, dediğiniz gibi, bilim dalındaki hocaların direnci olacaktır. Kendinize destekleneceğiniz ve kabul edilebileceğiniz bir üniversite bulmanız gerekecektir. BEnce gerçekçi neden olmasın..

    İdealleriniz ve sevdiğiniz alanda yürüyün. Bir gün muhakkak karşılığını alırsınız.

    İmmünoloji dediniz, size bir örnek vereyim. İstanbul Tıp Fakültesi dahiliye romatoloji öğretim üyelerinden Ahmet Gül hocanın aynı zamanda immünoloji doktorası vardır. Behçet hastalığı ile alakalı olarak Amerikalı bir ekiple çalışarak Behçet hastalığının genini buldular. Yani sizde iş olduktan sonra her şey olur. ÖNEMLİ olan SİZSİNİZ.

    Sevdiğiniz alandan yürüyün. Sürekli araştırmaya ve yollar aramaya devam edin. Hayalleriniz ve idealleriniz konusunu kendinize dert edinin ve çözüm arayın. Tüm kapıların bir şekilde açıldığını göreceksiniz.

    Her türlü konuda istediğiniz zaman yazabilirsiniz. Kariyerinizde başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
  4. yazınız için teşekkürler , ben de tıp fakültesi 1. sınıf öğrencisiyim tahmin edersiniz ki tıptan iyi bir diploma notuyla mezun olmak çok zor.Ve şuan 60'a yakın bir notla sınıf geçeceğim gibi gözüküyor. Yurt dışında çok da yüksek olmayan bir diploma notuyla veyahut diploma notu olmaksızın diğer
    şartların daha iyi olmasıyla öğrenci kabulü yapan yerler var mıdır ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Önünüzde istediğiniz yere yönlenebileceğiniz çok uzun yıllar var.

      Yurtdışı programları ve kabul şartları hepsi birbirinden farklı. Ama çoğunda mezuniyet notu gibi bir şart yok. Bunları hep araştırmanız lazım.

      Mezuniyet notu, eğer Türkiye'den bursla yurtdışına gitmek istiyorsanız burs almak açısından gerekli olabiliyor. Türkiye'de verilen burslar, örn TÜBİTAK bursları veya Fulbright bursu gibi burslar, mezuniyet notu şartı koymakta. Onun haricinde yabancı üniversitelerde lisansüstü yaparken kendi burslarını almak için genelde mezuniyet notu şartı bulunmamakta.

      Önünüzdeki uzun yıllar boyunca çok araştırın, çok okuyun, fırsatları değerlendirin. Unutmayın ki, aramakla bulunmayabilir, ancak bulanlar arayanlardır.

      Başarılar.

      Sil
  5. Merhaba, ben 2. sınıf ingilizce tıp öğrencisiyim.İlerde ben de araştırma odaklı çalışmak istiyorum özellikle genetik alanında.Molekuler biyoloji ve genetik alanında doktora yapmak ile tus ile tıbbi genetik uzmanlığı yapmak arasında ne gibi avantajlar de dezavantajlar olabilir(yurt dışında çalışmak istiyorum).Bir de sormak istediğim başka bir şey var Türkiye'de tıp fakültesinden mezun olunca yüksek lisan derecesi ile mezun oluyoruz ve doktora yapabiliyoruz peki yurt dışında da bu geçerli mi yoksa ilk önce yüksek lisans yapmamız mı gerekiyor?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Yurt dışında yüksek lisans ile başlamanız gerekir Türkiye'deki gibi değil.

      Uzmanlık ve doktora arasındaki farklar için blogda bulunan şu yazıyı okumanızda fayda var:

      "Temel Bilimlerde TUS ile Tıpta Uzmanlık, ÖYP ve Ucundan Doktora"
      https://mdphdturkiye.blogspot.com/2014/05/temel-bilimlerde-tus-ile-tpta-uzmanlk.html

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
  6. Meraba ben pratisyen hekim olarak bu alana yönelmek istiyorum. Uzmanlık istediğim gibi olmadı ama çok geç kaldigimida düşünmüyorum. Uzun zamandır aklımda vardı ama tamda dediginiz sosyal baskıdan ötürü acabalarım vardı. Karar verdiğim şu günlerde yazınız beni dahada azimlendirdi. Not ortalamam pek iyi değil ama YDS ve ALES ile arayi kapatip yola devam etmek ütopikmi olur sizce

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MErhabalar.

      Dediğiniz gibi hiçbir şey için geç değil, doktora için hiç geç değil.

      Tıpta doktora kadrolarına başvurular fazla olmadığı için yarışma da olmamaktadır. Anabilim dalındaki hocalar o dönemde kabul almak isteyen öğrencilere göre kadro açmaktadırlar hatta. Önemli olan hemen gelecek dönem için istediğiniz bölümün hocaları yani ÖĞRETİM ÜYELERİ ile görüşmek ve doktoraya kabul için istekli olduğunuzu göstermek. Böylelikle sizi de düşünerek kadro açacaklardır ve doktora mülakatında da istekliliğiniz nedeniyle mülakat notunuz yüksek verilecektir.

      YDS ÜDS ALES gibi notlar formalite. Gerekli alt sınırları geçmeniz yeterli. Öyle TUS gibi yarışmanın çok olduğu bir alan değil doktora genelde.

      En yakın zamanda bu adımları atıp doktoraya başlamanız dileğiyle.

      Başarılar dilerim.

      Sil
  7. Ben tıp fakültesi 5.sınıf öğrencisiyim.Okula başladığım günden beri dediğinizi düşünüyorum,temel bilimlerde akademisyen olmayı.Ama derslerim çok iyi değil okulu 2.55-2.60 bir ortalama ile bitirecek gibi gözüküyorum.Bu akademisyen olmama engel midir?Kendi üniversitemde hocalarımla aram iyi,kongrelerde sunum yapmışlığım bile var,istekli bir öğrenci olduğumu söylemek için yazıyorum bunları.Bana tavsiyleriniz nelerdir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Şu an bloga biraz daha seyrek aralıklarla girmekteyim. Cevap şimdiye kısmetmiş.

      Okulu bitirdikten sonra önünüzde 2 seçenek var: Temel bilimlerde ya doktora yapacaksınız ya da uzmanlık. Uzmanlık için TUS puanı kafidir. Doktora için ise genelde bir not ortalama sınırı bulunmamaktadır. Ama bazı fakültelerde 2.50 ya da 3.00 gibi bir alt sınır şartı olabilmektedir. Araştırmanızda fayda var. Hocalarınıza sorabilirsiniz. Büyük ihtimalle de yoktur.

      O zaman not ortalamanızın istediğiniz sürece bir engel teşkil etmeyeceğini söyleyebiliriz.

      Size bir tavsiyem yok. Anlattıklarınıza göre güzel bir yola girmişsiniz. Yalnız blogdaki şu yazıyı okuyabilirsiniz.
      https://mdphdturkiye.blogspot.com/2014/06/tp-ogrencilerine-akademik-tavsiyeler.html

      Başarılar dilerim.

      Sil
  8. Selamlar 4.sınıf tıp öğrencisiyim iyi bir ingilizcem var ve çoğu yazınızı da okudum emeğinize sağlık.Ben mezun olduktan sonra yurtdışında PhD yapmak istiyorum biochemistry genetic veya neuroscience alanında ve şuan ne yapacağımı bilemiyorum açıkçası.Bu PhD ye kabul almak için ne yapmalıyım ve nereye başvuru yapmalıyım süreç nasıl işliyor teşekkürler şimdiden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.
      İngilizce sahibi olmanız güzel.

      Öncelikle hani ülkelerde doktora yapacağınıza karar vermeniz lazım. Size tavsiyem ABD ya da İngiltere olur.

      Bu ülkelerden gözünüze kestirdiğiniz üniversiteleri seçin ve doktora kabul şartlarına ve başvuru tarihlerine bakın. ABD de direkt olarak doktoraya kabul etmeyebilirler önce yüksek lisans yapmanızı isteyebilirler. ABD için onları ALES sınavı olan GRE ya da GMAT girmeniz gerekebilir. Doktora sayfalarından inceleyiniz.
      Önünüzde uzun ve güzel bir süre var. Bu süre içerisinde araştırma pozisyonu için bir stajyerlik yapmanızda var yazın. Bölümlerdeki hocalara başvurun. stejyerlik yapar ve tavsiye mektubu alırsanız iyi olur. kabul almanızı kolaylaştırır.

      Bu noktada kendi yolunuzu kendiniz açacaksınız. Umarım bu süreç sonunda bu blog tarzı bir blog kurar ve yurt dışında doktora yapmak isteyenlere yardımcı olursunuz.

      Başarılar dilerim.

      Sil
  9. Merhaba ben bu sene YKS sınavına girdim.Doktor olmak istemediğim için tıp düşünmüyordum ancak Aziz Sancar'ın tıp mezunu olduğunu görünce fikrim değişti ve fark ettim ki tıp okuyup da bilim yapabilirim. Size sormak istediğim gerek staj imkanları gerekse akademik kadrosunun zenginliği bakımından TR'deki hangi üniversite yurtdışında doktora kabul alma şansımı arttırır? Birkaç üniversite sıralayabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Bilim her şeyden önce size bakar. Bilim yapmak isteyen kim olursa olsun bilim ateşinin gücü ile hayal ettiği yoldan gider.

      Bu yolda tıp mezunu olarak devam etmeniz kutsal bir meslek mensubu olarak, dünya üzerindeki en saygın meslek mensubu olarak bu yola devam etmenizi sağlar.

      Bizlerin tıpta temel bilimler dediğimiz alanlar doktorların araştırma geliştirme ile insan sağlığına ve bilime katkı sunduğu alanlardır.

      Üniversite tavsiyem puanınızın yetme durumuna göre şu şekilde olur:
      1. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi
      2. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
      3. Hacettepe Tıp Fakültesi
      4. Ankara Tıp Fakültesi
      5. Marmara Tıp
      6. Ege Tıp
      7. Dokuz Eylül Tıp

      Özellerden de MD PHD olanağı bulunduğu için Medipol Tıp diyebilirim.

      başarılar dilerim.

      Sil
    2. Teşekkür ederim tavsiyeleriniz için. Koç ve Acıbadem tavsiyeleriniz arasında bulunmuyor, sebebi nedir?

      Sil
    3. Reklama bakmayın. Ben reklama bakmam. Ama üniversite sınavına girmiş lise öğrencileri üzerinde reklam etkilidir. İlk yorumunuzda bahsettiğimiz öğretim üyesi kadrosu, klinik bilimler kalitesi, hasta çeşitliliği, uluslararası tanınma açısından bu sıralama özel tıplar çok arkalardan gelmektedir.

      Sil
  10. Tıp Fakültesi'ii bitirdikten sonra ABD'de doktora kabulu almak için şartlar nelerdir peki?

    YanıtlaSil
  11. Merhabalar. Tıp fakültesi 4.sınıf öğrencisiyim ve merak ettiğim bir kaç husus var. Sadece uzman hekim olmak bize üniversitede kendi branşımızda hocalık yapma şansı tanır mı? mesela sadece bir dermatoloğum doktoram vs yok.. bir üniversitede branşımla ilgili derslere girme şansım var mı? çünkü bazı hocalarımızın slaytlarında sadece uzman dr olduğu yazıyor. Bir de şunu merak ediyorum kendi branşımızda yani ortopedi olabilir dahiliye olabilir vs profesörlüğe kadar giden süreç nasıl bir süreçtir? bunlar içinde doktora başvurusu gibi süreçler mi var? mesela cerrahi branş akademisyenliği ve yükselmesi ile dahili branşlardaki süreçler de benzer midir? ya da ne gibi farklılıklar içerir? bu konularda bilgilendirme yapabilir misiniz? şimdiden çok teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      YÖK nezdinde TIPTA UZMANLIK eğitimi, BİLİM DOKTORASI eğitimi ve SANATTA YETERLİLİK eğitimleri eşdeğer eğitimlerdir. Sanat bölümündeki bir öğrenci SANATTA YETERLİLİK yapar, tıp öğrencisi TIPTA UZMANLIK ile devam eder, tıpta temel bilimler ve geri kalan diğer bölümler ise BİLİM DOKTORASI yaparlar. Bu eğitimler birbirine denktir. Alanınıza göre bu eğitimlerden herhangi birisini tamamlarsanız üniversitelerde öğretim üyesi olma hakkını elde edersiniz.

      Ben bu blogda TIPTA UZMANLIK imkanlarından değil TIPTA DOKTORA imkanlarından bahsettiğim için sürekli DOKTORA demekteyim. Yoksa tıpta uzmanlık yapılan alanlarda uzmanlığınızı yaptıktan sonra bir üniversitede alanınızla alakalı ders verebilir, hatta öğretim üyesi olabilirsiniz.

      Diğer yandan tıpta bazı alanların hem uzmanlığı hem de doktorası vardır. Mesela fizyoloji, anatomi, mikrobiyoloji, biyokimya gibi... Bu alanlarda uzmanlık da yapsanız doktora da yapsanız akademik olarak yetkiniz aynıdır. Ders de verebilirsiniz, öğretim üyesi de olabilirsiniz.

      Öğretim üyesi olmak için eski adıyla YARDIMCI DOÇENT yeni adıyla DOKTOR ÖĞRETİM ÜYESİ olarak bir üniversite ya da eğitim araştırma hastanesinde başlarsınız. Sonrasında DOÇENT ve PROFESÖRLÜK derecesini alırsınız. Diğer yandan üniversite ya da eğitim araştırma hastanesinde çalışmadan da DOÇENTLİK kriterlerini sağlayarak DOÇENTLİK alabilirsiniz.

      Bazı hocalar profesör dahi mütevazilik nedeniyle UZM. DR. AAA şeklinde yazarlar slaytlarına. Ama hocaların tabi ki akademik unvanları vardır.

      Öncelik uzmanlık ya da doktora yapacağınız alanı seçmenizi ve iyi bir eğitim almanızı öneririm. Sonrasında diğer adımları düşünmeniz ve atmanın zamanı gelecektir.

      Kariyerinizde başarılar dilerim.

      Sil
  12. Merhabalar,
    1.sınıf İngilizce tıp öğrencisiyim. Okulumuz çift anadal şansı tanıyor ve ben de bundan yararlanmak istiyorum ama ikinci dal konusunda netleşemiyorum. Araştırmacı olmak, daha çok akademik olarak ilerlemek istiyorum bu yüzden şu an en uygun ikinci dalın moleküler biyoloji ve genetik olduğunu düşünüyorum. Öte yandan çevremdekilerin etkisiyle bilgisayar mühendisliği, fizik gibi çok daha farklı bir bölümle çap yapsam bunun benim için ilerde daha farklı avantajları olur mu diye düşünüyorum ama bu seçenek örtüşmeyen (bir bütün olarak düşünüldüğünde) ve ikisi de birbirinden zor dallar içerdiği için zihnimde iki bölümden de tam verim alamayarak mezun olmuş bir öğrenciyi canlandırıyor. Sİzce hangi seçenek daha mantıklı, bu konudaki fikrinizi öğrenebilirsem çok sevinirim.
    Şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Tıp fakültesi çap yapılabilecek bir fakülte değildir. Yapacağınız çap hekimlik çapınızdan düşer. Hangi fakültede okuyorsanız okuduğunuz fakülte tıp öğrencilerine çap yolunu açmakla hata etmiş. Yenilik yapayım, inovatif olayım yapayım derken çok da gerekli olmayan bir işe girişmiş.

      Her zaman dediğim bir söz vardır: "Tıp fakültesi, hayatınızda kendinden başkasına yer bırakmayan kıskanç bir sevgili gibidir." Ondan dolayı tıp okurken, farklı alanlara kayarken çok dikkatli olun. Ana odağınız olan tıptan kaymayacak, çalmayacak şekilde hareket edin.

      Tıp fakültesinde ÇAP işini ilk defa sizden duydum. Tıp fakültesinde daha tıp öğrencisi iken MD PhD programı açan fakülteler var. Bunların amacı ise zaten tıptan sonra temel bilimlere yönelecek tıp öğrencileri bekletmemek. Bu öğrencilerin zaten klinisyenlik gibi bir hayali olmadığı ve olmaması gerektiği için onlara sıkıntı yok.

      Ama siz gelecekten beklentinizi tam olarak belirlediniz mi? Tıbbın yanına fizik nedir? O zaman tıp yazmaz fizik yazardınız. Ana alanınızı TIP olarak tercih ettiyseniz en azından tıpla örtüşecek moleküler biyoloji ve genetik bölümü gibi bir bölüm belki olabilir. O da tıptan sonra genetik uzmanlığı veya doktorası yapmayı düşünüyorsanız.

      Yok eğer fizik gibi mühendislikler gibi alanlara daha meraklıysanız tıbbı bırakıp tam olarak geçin derim.

      Çok dikkatli hareket edin ve seçim yapın derim. Tarlaya pirince giderken eldeki bulgurdan da olmayın.

      Başarılar dilerim.

      Sil
    2. Düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Açıkçası ben de eğer çap yaparsam bahsettiğiniz gibi moleküler biyoloji ve genetikle çap yapmak istiyorum, araştırmacı olma yolunda bana katkı sağlayacağını düşünüyorum; diğer bölümleri sormamın sebebi ise etrafımda pek çok insanın son zamanlarda bu tarz farklı disiplinlerden eğitim alarak gelecekte daha fazla avantaja sahip olacaklarını düşünmesi. Ben de bu konuda size kesinlikle katılıyorum tamamen farklı bölümleri okumak ikisinden de yarım bir şekilde mezun olmaya yol açabilir- ki burada bahsettiğimiz bölüm tıp- Kısacası yararından çok zararı olur.

      Yorumunuz için tekrar teşekkür ederim

      Sil
    3. Önemli değil. Başarılar dilerim.

      Sil
  13. Merhabalar... Tıp fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. Temel Bilimler yurt dışı doktora hayalim var. ingilizcem berbat. Fakülteyi bitirene kadar ingilizceyi iyi bir şekilde halletmem lazım. Bana nasıl bir yol önerirsiniz ingilizce konusunda?

    YanıtlaSil