25 Temmuz 2012 Çarşamba

Türk Hekimleri İçin Doktoranın Geleceği ve Geleceğin Doktoraları


Türk hekimleri için doktora, aslında hem eski hem de yeni bir kavram. En eski tarihlerden beri, çok yaygın olmasa da, doktoralı hekimlerimiz az da olsa vardı. Şimdilerde ise yaygınlaşmaya başlıyor ve daha da yaygınlaşacak.

Türkiye'de hekimler arasında doktoranın yaygınlaşmamasının sebebi, dünya genelinde doktora ile yapılan bölümlerin Türkiye'de "uzmanlık" kisvesi altında verilmesi. Örneğin Fizyoloji, Histoloji ve Embriyoloji, Anatomi, Biyokimya, Mikrobiyoloji,... gibi tıbbin temel bilimleri dünyada doktora yani PhD ile alınan dallardır. Türkiye'de ise her ne kadar bu alanların doktora seçenekleri olsa da "uzmanlık" şekilinde var ve özellikle devlet tarafından "uzmanlık" yoluna bir teşvik var. Bu teşviki de şuradan anlıyoruz ki; bir biyokimya uzmanı laboratuvar açabiliyorken, hastanelerin biyokimya tahlillerinde imza yetkisine sahipken Biyokimya alanında doktora yapmış bir hekim laboratuvar açma hakkına ve imza yetkisine sahip değildir. Buradan anlıyoruz ki doktoralı bir hekime akademi haricinde pek bir alan bırakılmamıştır. Bundan dolayı da hekimler, uzmanlık yolunu kullanagelmişlerdir. Bana sorarsanız "bu uzmanlık işi nereden çıktı?" diye, şöyle düşünüyorum: Devlet, öyle bir uzman yetiştirelim ki sadece bize bağlı olsun, bizden başka bir yerde çalışma imkanı bulamasın diye düşündü ve temel tıp bölümlerinde bu uzmanlıkları getirdi. Çünkü dünyanın her yerinde (3. dünya ülkesi olmayan dikkate değer ülkelerin hepsinde) bu iş doktora yani PhD yoluyla yapılırken Türkiye'de sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin tanıdığı "uzmanlık" şeklinde yapılıyor. Sonrasında bu uzmanlıklara sahip Türk hekimleri, gittikleri ülkelerde doktora derecesine sahip olmadıkları için bu işi akademik ve araştırma düzeyinde yapan biri olarak değil de kendi ülkesinde bu işi uygulayan insan olarak addediliyorlar ve uluslararası saygınlıkları ve bağlantıları sekteye uğruyor. Yani Allah aşkına, Fizyoloji uzmanı nedir? Devlet, uzmanlığını bitiren Fizyoloji uzmanlarına bir mecburi hizmet yeri bulup atayabilmek için akla karayı seçmektedir. Fizyoloji uzmanlarının çoğu yeni açılan üniversitelerde mecburi hizmet yapmaktadır. Yok her kan merkezinde fizyoloji uzmanı olmalıymış da tarzında söylemler. Türkiye'de Kızılay da dahil kan merkezlerinde fizyolog bulunduğu muhaldir. Durum diğer bölümler olan Anatomi ve Histoloji ve Embriyoloji için de farklı değildir. Sonuç olarak devlet, uzmanlık sürecini bitirdiği anda kendisine muhtaç, kendisinden başka kapıya resmi olarak başvurma salahiyeti olmayan, mecburi hizmet yükümlülüğüyle donattığı uzmanlar yetiştirmektedir.

İthamlarım ağır ithamlardır ama bunların örnekleri mevcut. Bir halk sağlığı hocam halk sağlığı alanında uzmanlık yapıp doçent ve profesör düzeyine gelmesine rağmen, primer alanı farklı olup yanında halk sağlığı doktorası da yapmış olan eşi ile yurtdışında aynı yere başvururlar ve doktoralı olan eşi kabul alır, kendisi kabul alamaz. Gerekçe ise halk sağlığı uzmanlığının bulunduğu ülkede bir "uygulayıcı" olarak hizmet verdiği, vermesi gerektiği, doktoranın ise uluslararası bir akademik ve araştırma titri olduğu, uluslararası bir araştırma pozisyonunda doktoralı olan birisini görmek istemeleridir. Türkiye içerisinde doktora ile uzmanlık arasındaki fark bu kadar belli olmasa da, uluslararası camiada sınır çok keskin çizgilerle bellidir. Uluslararası camiada uzmanlık sonrası isterseniz doçent ve profesör olun, o ülke içerisinde belirlenen sınırlarla yükümlü olan bir "uygulayıcı"sınız ve akademik ve araştırma açısından tıp fakültesi mezunu düzeyindesiniz. Malesef ki dışarıdaki algı böyle.

Son Yıllarda Türkiye'nin Yaşadığı Değişim

Son yıllarda 2 önemli değişiklik oldu bu kapsamda: 1- TUS kapsamından bazı bölümlerin çıkartılması, 2- ÖYP sisteminin getirilmesi.

Son birkaç TUS'tan beridir Anatomi, Fizyoloji, Histoloji ve Embriyoloji ve Farmakoloji TUS kapsamında kontenjan açmıyor. Neden ise TUS'ta istediği puanı alamayanların tampon tercih olarak (yani mecburi hizmete gitmeden, maaşını alarak, bir dahaki TUS'a hazırlanma amaçlı) hekimlerin bu dalları yazması. Böylece bu temel bilimlerin puanları aşırı yükselmekte, bu bölümleri hakikaten isteyenlerin bölümlere girmeleri çok zorlaşmakta ve seneler boyunca bu bölümler uzman yetiştirememekteydi. Artık bu bölümler TUS kapsamında asistan almıyor. İsteyenler bağımsız olarak veya ÖYP kapsamında bu bölümlerde doktoraya girebiliyor. Böylece bu bölümleri hakikaten isteyenlerin önü açılmış oldu, dünya ile entegre şekilde PhD sahibi uzmanlar yetişmiş olacak ve programdan mezun olanların daha efektif şekilde akademik ortamlara yerleştirilmeleri sağlanmış olacak. Bu bölümler TUS'ta beklediği bölümleri kazanamayanlara bekledikleri bölümleri kazanmaları için bir ortam sağlayan dallar haline gelmeyecek.

Doktoranın Türkiye'deki Geleceği

Ülkemizde tıp, giderek daha da profesyonelleşiyor. Bu bağlamda da dünya ile entegrasyonu artıyor. Bence ileride, gelişmiş dünya ülkelerinde doktora yoluyla yapılan bölümler bizde de doktora yoluyla yapılmaya başlanacak. İlk planda Anatomi, Fizyoloji, Histoembriyoloji ve Farmakoloji, uzmanlık kapsamından alındı ve sadece doktora yolu bırakıldı. Bence ileride Biyokimya, Mikrobiyoloji, Halk Sağlığı gibi diğer ülkelerde doktora ile yapılıp bizde hala uzmanlığı olan dallar da doktora yoluna dönecek. TUS kapsamından sadece yukarıda saydığımız 4 bölüm çıkartılmasına rağmen ÖYP kapsamında bu 4 bölüme ek olarak Mikrobiyoloji, Biyokimya ve Halk Sağlığı da kontenjan açmaktadır. Oysa ki,bu bölümler TUS kapsamında asistan alıyor, denilerek ÖYP kapsamına sokulmayabilirlerdi. Lakin ÖYP kapsamına girmeleri yakın gelecekte olmasa da ilerde bu bölümlerde de köklü bir değişim yapılacağının göstergesi. Ayrıca klinik araştırmalara yönelen birçok akademisyen hekim, primer dalının yanında çeşitli doktoralara yönelecek. Lakin uluslararası düzeyde MD PhD kavramı çok saygın bir kavram. Geleceğin ne göstereceğini göreceğiz.

Şu ana kadar değişim açısında primer bölümü olarak doktora dallarından birisini düşünenlere değindim. Bir de primer dalının yanında doktora derecesi almak isteyen hekimler olabilir. Eskisi gibi hekim sıkıntısının yaşanmadığı ve birçok uzmanın piyasaya çıktığı günümüzde diğer meslektaşlardan ayrılmak için ya da akademik açıdan daha derinlere inmek için ya da tamamen merak nedeniyle doktora yapmak isteyen birçok hekim olacaktır ve olmalıdır da.

Hekimler, gerek primer dallarına uygun ve primer dallarını tamamlayıcı gerek de primer alanlarından bağımsız olarak tamamen merak ve ilgilerine göre ek olarak doktora da yapabilirler. Bunlara biraz değinelim:

Primer Dala Uygun Doktoralar

Primer dalı desteklemek ve mesleki açıdan laboratuvar düzeyine inmek açısından doktora sahibi olmak çok önemlidir. Hekimlerin akademik yaşamlarını daha derinlere indirmeleri için, diğer meslektaşlarından ayrılmaları için bazı doktoralar bire birdir. Örneğin;
- Bir romatolog, immünoloji doktorası
- Bir onkolog, moeküler biyoloji ve genetik doktorası
- Bir infeksiyon hastalıkları uzmanı, mikrobiyoloji doktorası
- Bir infeksiyon hastalıkları uzmanı, immünoloji doktorası
- Ülseratif kolit gibi bir immün sistem hastalığıyla ilgilenen bir gastroenterolog, yine immünoloji doktorası
- İn vitro fertilizasyon ile ilgilenen kadın doğum uzmanları, histoloji ve embriyoloji doktorası
- Halk sağlığı ile ilgilenen göğüs hastalıkları uzmanları ya da birçok diğer uzman, halk sağlığı doktorası
- Halk sağlığı uzmanları ve doktoralıları, sağlık yönetimi doktorası
- Bir patolog, moleküler biyoloji ve genetik doktorası
- Bir patolog, histoloji ve embriyoloji doktorası
- Bir nörolog ya da psikiyatr, nörobilimler doktorası ya da nörobilimler direkt olarak yoksa fizyoloji doktorası yapabilir.
Ve uzatabileceğimiz birçok uzmanlık/doktora kombinasyonu yapılabilir.

Yapılabilir yapılmasına ama tüm bu çabalar sizin akademik derinleşmenize ve mesleki tatmininize etki eder. Bunun ötesinde bir şey beklemek hayal olmasa da muhal olur. Onu da şuradan anlıyoruz ki: Amerika'da patoloji ihtisası yapmış, üzerine de "histoloji ve embriyoloji" ve "moleküler biyoloji ve genetik" doktoraları yapmış bir Türk bilim adamı, milli duyguları nedeniyle Türkiye'ye dönmeye karar verir. Türkiye'ye geldiğinde üniversiteler çok kalifiye olduğu için (diğer hocalar bu akademik kariyerin altında ezileceklerinden) kendisini istemez, isteyen ve istemeyen üniversitelerde de zaten istediği laboratuvar ve araştırma imkanlarını bulamaz. Devlet ise kendisine uzun bir denklik süreci ve yoğun evrak derdi çekmesi karşılığında basit bir devlet hastanesinde patoloji uzmanlığı imkanından ötesini sunmaz. Böyle kalifiye ve milletimizden olan bir insan Türkiye'de tutunamaz ve geri Amerika'ya döner. Bugün vatandaşı dahi olmayanları, sadece diploması ve dil bilmesi şartları dışında başka hiçbir şart koşmadan sorgusuz sualsiz ülkeye kazandıranlara! duyrulur.

Primer Dal Haricinde Yüksek Lisans ve Doktora İmkanları

Bir hekim primer dalı ne olursa olsun yanında istediği bir doktorayı yapabilir. Örneğin bir hekim, tıp tarihine, tıp etiğine ve deontolojiye ilgi duyuyor olabilir. Diğer yandan da bu dalı primer dalı olarak yapmak istemiyor da olabilir. Bir yandan primer dalı ile meşgul olurken diğer yandan da tıp tarihi ve deontoloji dalında doktora yapabilir ya da doktora haricinde de çalışmalarda bulunabilir. Herkes, ilgisine yönelik, istediği bir doktora seçip yoluna devam edebilir.

Bir de tıp harici yüksek lisans ve doktoralar var. Özellikle sağlık alanında yönetici olmak isteyen hekimler işletme yüksek lisansı (MBA), sağlık yönetimi yüksek lisans ve doktora programlarından istifade edebilirler. Sağlık yönetimi mevzusu açılmışken şunu da söylemek lazım ki. Hekimler muhakkak içlerinden yönetici çıkartmalıdırlar. Yoksa yakın zamanda başımıza tıptan anlamayan işletme mezunları getirilebilir. Bundan dolayı "yönetim" alanına ilgi duyanlar işletme ya da daha spesifik olarak sağlık yönetimi alanında yüksek lisans ve doktora imkanlarını değerlendirebilirler. Sağlık yönetiminde yüksek lisans da yapabilirler, 6 yıllık bir okul mezunu oldukları için direkt olarak doktora programına da başlayabilirler (İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Haydar SUR ile görüştüğümde tıp mezunlarını direkt olarak doktoradan başlatabildiklerini söylemişti, yani bu iş biraz da anabilim dalının inisiyatifine kalmış durumda).

Onun yanında isteyenler tarih, psikoloji, felsefe gibi ilgi duydukları paramedikal alanlarda da formasyon kazanabilirler.

Yani akademi ve eğitim derya deniz. İsteyenler istediklerini aramak suretiyle bulacaklardır.

16 Temmuz 2012 Pazartesi

ÖYP Temmuz 2012 Alımları


Bugün 2012 ÖYP kadroları açıklanmış bulunuyor. 12 üniversiteden toplam 41 çeşit kadro ve toplamda 61 adet kadro bulunmakta. Tıp fakültesi mezunu olup doktora yapmak isteyen bizleri ilgilendirmesi muhtemel bölümleri çıkarttım. Üniversite, bulunduğu il, ilgili anabilim dalı, açılan kadro sayısı ve adaylarda aranan şartlar şöyle;


ÜNİVERSİTE ŞEHİR BÖLÜM KADRO SAYISI ŞARTLAR
ADNAN MENDERES AYDIN ANATOMİ 1 Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Eczacılık Fakültesi veya Veteriner Fakültesi mezunu olmak ve Anatomi alanında Yüksek Lisans yapmış olmak
ADNAN MENDERES AYDIN FİZYOLOJİ 1 Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Veteriner Fakültesi veya Biyoloji Bölümü mezunu olmak
AFYON KOCATEPE AFYON ANATOMİ 1 Tıp Fakültesi mezunu olmak
AFYON KOCATEPE AFYON FİZYOLOJİ 1 Tıp Fakültesi mezunu olmak
DOKUZ EYLÜL İZMİR TEMEL ONKOLOJİ 2 Tıp Fakültesi mezunu olup, Temel Onkolojide Yüksek Lisans yapmış olmak
ERCİYES KAYSERİ FİZYOLOJİ 1 FİZYOLOJİ ABD YÜKSEK LİSANS YAPMIŞ VEYA YAPIYOR OLMAK
ERCİYES KAYSERİ TIBBİ BİYOLOJİ 1 TIP FAKÜLTESİ MEZUNU VEYA FAKÜLTELERİN BİYOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS MEZUNU OLMAK
ERCİYES KAYSERİ ANATOMİ 1 ANATOMİ ABD YÜKSEK LİSANS YAPMIŞ VEYA YAPIYOR OLMAK
GAZİ ANKARA ANATOMİ 2 Anatomi alanında yüksek lisans yapmış olmak
GAZİ ANKARA HİSTOEMBRİYO 2 Histoloji-Embriyoloji alanında yüksek lisans yapmış olmak
GAZİANTEP GAZİANTEP ANATOMİ 2 Anatomi Anabilim Dalı için; Sağlık Bilimleri Fakültesi veya Biyoloji bölümü lisans Mezunu Olmak
GAZİANTEP GAZİANTEP BİYOKİMYA 2 Biyokimya Anabilim Dalı için;Fakültelerin Kimya Müh.Kimya, Biyokimya,Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümleri ile Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık veya Veteriner Fakültelerinin birinden lisans mezunu olmak
GAZİANTEP GAZİANTEP FARMAKOLOJİ 2 Farmakoloji Anabilim Dalı için; Fakültelerin Kimya Mühendisliği, Kimya Bölümleri ile Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık veya Veteriner Fakültelerinin birinden lisans mezunu olmak
GAZİANTEP GAZİANTEP FİZYOLOJİ 2 Fizyoloji Anabilim Dalı için; Biyoloji Lisans mezunu olmak
GAZİANTEP GAZİANTEP MİKROBİYOLOJİ 2 Mikrobiyoloji Anabilim Dalı için; Tıp Fakültesi Mezunu Olmak
GAZİANTEP GAZİANTEP TIBBİ BİYOLOJİ 2 Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı için; Tıp, Veteriner,Diş Hekimliği, Eczacılık Fakültesi, Biyoloji, Kimya, Genetik ve Biyolojik Bilimler lisans mezunu olmak
HACETTEPE ANKARA ANATOMİ 3 Tıp Fakültesi mezunu olmak(hekim)
HACETTEPE ANKARA BİYOİSTATİSTİK 1 Tıp Fakültesi mezunu olmak(hekim)
HACETTEPE ANKARA FARMAKOLOJİ 4 Tıp Fakültesi mezunu olmak(hekim)
HACETTEPE ANKARA FİZYOLOJİ 3 Tıp Fakültesi mezunu olmak(hekim)
HACETTEPE ANKARA HALK SAĞLIĞI 2 Tıp Fakültesi mezunu olmak(hekim)
HACETTEPE ANKARA HİSTOEMBRİYO 2 Tıp Fakültesi mezunu olmak(hekim)
HACETTEPE ANKARA MİKROBİYOLOJİ 2 Tıp Fakültesi mezunu olmak(hekim)
HACETTEPE ANKARA DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ 1 Tıp Fakültesi mezunu olmak(hekim)
KAFKAS KARS ANATOMİ 1 Tıp Fakültesi (Hekim) veya Veteriner Fakültesi mezunu olmak
KAFKAS KARS BİYOKİMYA 1 Tıp Fakültesi (Hekim) veya Veteriner Fakültesi mezunu olmak
KAFKAS KARS FİZYOLOJİ 1 Tıp Fakültesi (Hekim) veya Veteriner Fakültesi mezunu olmak
KAFKAS KARS HİSTOEMBRİYO 1 Tıp Fakültesi (Hekim) veya Veteriner Fakültesi mezunu olmak
KAFKAS KARS İMMÜNOLOJİ 1 Tıp Fakültesi (Hekim) veya Veteriner Fakültesi mezunu olmak
KAFKAS KARS MİKROBİYOLOJİ 1 Tıp Fakültesi (Hekim) veya Veteriner Fakültesi mezunu olmak
MARMARA İSTANBUL BİYOFİZİK 1 Tıp Fakültesi lisans mezunu olmak
MARMARA İSTANBUL BİYOİSTATİSTİK 1 Tıp Fakültesi lisans mezunu olmak
MARMARA İSTANBUL BİYOKİMYA 1 Tıp Fakültesi lisans mezunu olmak
MUSTAFA KEMAL HATAY BİYOFİZİK 1 Tıp Fakültesi lisans mezunu olmak (hekim)
MUSTAFA KEMAL HATAY DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ 1 Tıp Fakültesi lisans mezunu olmak (hekim)
ONDOKUZ MAYIS SAMSUN ANATOMİ 1 Tıp Fakültesi mezunu olmak
ONDOKUZ MAYIS SAMSUN FARMAKOLOJİ 1 Tıp Fakültesi mezunu olmak
SÜLEYMAN DEMİREL ISPARTA ANATOMİ 1 Tıp Fakültesi mezunu olmak.(hekim)
SÜLEYMAN DEMİREL ISPARTA BİYOKİMYA 1 Tıp Fakültesi mezunu olmak.(hekim)
SÜLEYMAN DEMİREL ISPARTA FİZYOLOJİ 1 Tıp Fakültesi mezunu olmak.(hekim)
SÜLEYMAN DEMİREL ISPARTA HALK SAĞLIĞI 2 Tıp Fakültesi mezunu olmak.(hekim)

- Kadroların arasında, önceki senelerden farklı olarak, tıp fakültesi öğrencisi istemeyen ve çeşitli dallarda yüksek lisans yapmış ya da yapıyor olmak gibi şartlar arayan bölümler de var. Herhalde bu bölümler ya ekserisi tıp harici hocalardan oluşan ve aralarında tıp doktoru istemeyen bölümler ya da tıp doktorlarının ilgisizliğinden dolayı artık umudunu kesmiş dallar. Bence iki durumda da şartlar arasına "tıp fakültesi mezunu olmak" konmaması büyük haksızlık ve mantıksızlık. Çünkü tıp fakültesi öğrencilerine öncelikle tıp fakültesi mezunları hoca olmalıdır. Malesef ki önceki senelere göre bu sene, tıp fakültesi mezunlarını istemeyen bölüm sayısı baya fazla. Bu kontenjanları göresiniz diye bunları listeye yine de ekledim.

- Şu an halk sağlığı doktorası yapmakta iken ÖYP kapsamında Hacettepe'de ve Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'nde halk sağlığı doktora programı açılması beni çok sevindirdi.

- Olası durumlarda buradan da haberleşebiliriz tercihler hususunda. Herkese iyi tercihler.

6 Temmuz 2012 Cuma

5 Temmuz 2012 Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına (ÖYP) İlişkin Usul ve Esaslar


5 Temmuz 2012 tarihinde ÖYP programının yeni usul ve esasları yayınlandı (http://www.yok.gov.tr/content/view/1235/). Mevcut programlarda yerleşmiş olanlar ve gelecekte yerleşmeyi bekleyenler gelişmeleri yakından takip ediyorlardı. Zira ne olacağı pek belli değildi.

YÖK, ÖYP'na değer verdiğini söyledi bugünlerde. Daha öncesinde de bu ÖYP alım döneminde yaklaşık 4.000 akademisyen adayı alınacağı çıtlatılmıştı. Bu bulgulardan çıkartabiliriz ki ÖYP açısından bazı iyileştirmeler ve gelişmeler var. Tabi şu zamana kadar programın mağduru olmuş birçok araştırma görevlisi de var. Yeni bir uygulamanın geçiş dönemi yaşanmakta en nihayetinde. Program açısından da "yürürlüğe koy, hatalı kısmı düzelt" taktiği uygulandığı için maselef kervan da yolda düzülüyor. Ama görünen o ki 2008 yılından beridir her sene bir şeyler düzeliyor. Yani ÖYP, yarar zarar dengesinde daha zarar kısmı ağır basmış değil.

Yeni usul ve esaslarla beraber bir ana noktalara göz atalım isterseniz:

- "h) ÖYP Puanı: Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına araştırma görevlisi olarak atanmak üzere başvuran adayların ya da program gereğince bir ÖYP yükseköğretim kurumuna lisansüstü eğitim‐öğretim görmek amacıyla başvuran ÖYP araştırma görevlilerinin lisans genel not ortalamasının %25’i ile Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavında (ALES) ilgili alanda alınan puanın%60’ı ve varsa yabancı dil puanının %15’i alınarak hesaplanan ve en son girilen ALES ve Yabancı Dil Sınav sonuçlarına göre güncellenebilen puanı"

Önceki uygulamada ALES %50, mezuniyet ortalaması %35, yabancı dil varsa eğer %15 etkiliydi. Bu esaslarda ÖYP puanının hesaplanmasında ALES puanının etkinliği artmış, mezuniyet ortalamasının etkinliği azalmış oldu.

- "MADDE 5 (2) İlan edilen kadrolara yerleştirilen adayların beyanlarının doğruluğunun kontrolü ilgili yükseköğretim kurumunca yapılır. ÖYP araştırma görevlilerinin atanmaları 2547 sayılı Kanun’un 33. maddesi uyarınca;  Yabancı dil puanı 50’nin altında olanlar için bir yıl, yabancı dil puanı 50-64 puan olanlar için ise iki yıl süreyle yapılırYanlış beyanda bulunduğu halde ataması yapılan araştırma görevlileriyle ilgili tüm cezai ve hukuki sorumluluk atamayı yapan yükseköğretim kurumu yetkililerine aittir."

Biliyorsunuz ki ÖYP kadrolarına yerleşirken dil puanı zorunluluğu aranmıyordu. Yeni kurallara göre de aranmayacak. Lakin dil puanı 50'nin altında olanlar 1 sene içerisinde 50 puanı, 50-65 arasında olanlar ise 2 sene içerisinde 65 puanı geçmek durumundalar. İşte geçip geçilmediğinin takibi YÖK tarafından yapılacak.

- "MADDE 5 – (3) ÖYP kapsamında araştırma görevlisi kadrosuna atanmaya hak kazandığı halde göreve başlamayanlar, göreve başladıktan sonra istifa edenler, kendilerine avantaj sağlamak amacıyla yanlış beyan vererek ataması yapılmayanlar ile halen ÖYP araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların yeniden ÖYP araştırma görevlisi kadrolarına başvurmaları halinde ÖYP puanları 1 yıl süreyle % 10 oranında düşürülür."

Önceki dönemlerde zaten ÖYP kontenjanında olanlar ve kazanıp gitmeyenlerin puanı %3 düşürülüyordu. Yeni kurallarca %10'a çıkmış oldu. Böylece herkesin isabetli tercih yapma ihtimali artacaktır.

- "MADDE 6 — (1) Yabancı dil puanı 65’in altında olan ÖYP araştırma görevlileri ÖYP puanları ve tercihleri esas alınarak merkezi yerleştirme sistemi ile Yükseköğretim Kurulunun belirlediği yurtiçindeki yükseköğretim kurumlarına altı ay süreyle dil eğitimi almak üzere yerleştirilir."

"MADDE 6 — (4) Yurtiçindeki altı aylık yabancı dil eğitimini tamamlayan ÖYP araştırma görevlileri, kadrolarının bulunduğu yükseköğretim kurumlarına dönerler. Ancak ÖYP araştırma görevlisi olarak atandığı tarihten itibaren; yabancı dil puanı halen 50’nin altında olan araştırma görevlilerinin bir yılın sonunda, yabancı dil puanı 65’in altında olan araştırma görevlilerinin ise iki yılın sonunda kadroları ile ilişikleri kesilir."

"MADDE 6 — (5) Yabancı Dil Sınav Sonucu 65 ve üzeri puan olan ÖYP araştırma görevlileri, istekleri halinde yabancı dil eğitimi için en fazla altı ay süreyle yurtdışına gönderilir. Araştırma görevlilerinin yurt dışında dil eğitimi almalarına ilişkin şartlar YÖK Yürütme Kurulunca belirlenir."

ÖYP kapsamında dil puanı 65'in üstünde olanlar zaten yurtdışında dil eğitim hakkını kazanıyorlar. Dil puanı 65'in altında olanlar ise yurtiçinde YÖK'ün ayarladığı bir üniversitede en fazla 6 aylık bir ingilizce kursunu hakediyorlar. Puanı 50'nin altında olanlar 1 sene içerisinde 50 dil puanı üstünü, dil puanı 50-65 arası olanlar 2 sene içerisinde 65 ve üstü dil puanını yakalamak durumundalar. Yoksa programla alakaları kesiliyor.

Sonuç 

ÖYP kuralları ve esasları belli olmuş oldu. Artık sıra kontenjanların belli olmasında. Denilene göre 4.000 gibi güzel bir sayı bekleniyor. Umarım ki herkes istediği yere yerleşir önümüzdeki dönemde.