19 Ekim 2015 Pazartesi

Aziz Sancar, MD, PhD ve Nobel

2011 yılının sonundan bu yana MD PhD Türkiye adlı bu blogda tıp doktorları için doktora yani PhD imkanları üzerine durmaya çalışıyoruz. Bu blogun amaçlarından birisi de tıp doktorlarına temel bilimler üzerine çalışma yollarını göstermek ve bu yolda çalışmalarını sağlamaktı. Birkaç hafta önce Prof. Dr. Aziz SANCAR'ın Nobel ödülünü kazanması ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu göstermiş oldu. Ondan dolayı Prof. Sancar'la alakalı bir yazı yazmak ve hayatında bazı noktaların üstünü çizmek bir gereklilik oldu.

Prof. Dr. Aziz Sancar

Prof. Sancar, 1946 yılında Mardin'in Savur ilçesinde dünyaya gelir. Babası eğitimli olmasa da eğitime çok değer veren bir insandır. Bunu 1960'lı yıllarda oğlunu üniversite sınavına sokmasından ve İstanbul'a okumaya göndermesinden anlıyoruz.

1963 yılında üniversite sınavına girer ve çok istediği iki bölümden birisi olan tıp fakültesini tercih eder. İstediği diğer bölüm ise Kimyadır. 1963 yılında başladığı İstanbul Tıp Fakültesi'ne başlar. Kimyaya olan ilgisi sayesinde tıp fakültesinde Biyokimya alanına merak sarar. Zamanın biyokimya hocalarının da teşviki ve olumlu etkisiyle daha tıp fakültesi 2. sınıfta iken biyokimya alanında araştırmalar yapmaya ve kendini geliştirmeye başlar. Kendisinin ifadesiyle, İstanbul Tıp Fakültesi Avrupa'nın en iyi tıp fakültelerinden birisidir. Genç yaşta hedefini seçmiş, temel bilimler araştırmacısı olmaya karar vermiş ve bu yolda yürümeye başlamıştır.

Tıbbiyeyi bitirdikten sonra 2 yıl Mardin Savur'da mecburi hizmet yapar. O günleri çok güzel günler olarak hayırla yad eder. Biyokimya alanında "fotoreaktivasyon" konusuna ilgi duyan Sancar, derinlemesine araştırmalar yapmak üzere Dallas'taki Teksas Üniversitesi'nin yolunu tutar. Bu üniversitede "Moleküler Biyoloji" konusunda doktora çalışmalarına başlar.

Doktora sırasında, öncesinden güçlü bir deney tecrübesi olmadığı için kendini deney yapma konusunda geliştirmeye çalışır. Yaptığı deneylerden bir tanesinde ne yaparsa yapsın başarısız olur. Aynı bölümdeki doktora öğrencilerinden birisi "senin deneysel araştırmaya kabiliyetin yok, en iyisi doktorluğa dön" der. Buna rağmen pes etmez ve çalışmaya devam eder. 1977 yılında "fotoliyaz" enziminin işleyişinden sorumlu geni bulduğu başarılı çalışması ile doktorasını alır. Bu enzim üzerinde çalışan 3 araştırma laboratuvarına başvurur ama olumsuz yanıt alır. DNA onarımı çalıştığı Yale Üniversitesi'nde de uygun kadro olmaması nedeniyle "teknisyen" kadrosunu kabul ederek işe ve çalışmaya başlar. Uygun kadro bulunamamasına, mali sıkıntılara rağmen küsmez ve çalışmalarına devam eder. Sonunda Yale Üniversitesi'nden DNA onarımı konusundaki çalışmaları ile Doçentlik tezini tamamlar.

1982 yılından bu yana Kuzey Karolayna Üniversitesi'ne bağlı Chapel Hill Üniversitesi'nde DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerine çalışmaktadır. Artık bu ana ve büyük dallar arasındaki bağlantılara da odaklanmaktadır ve çalışma odağından şaşmamaktadır. Günde 15 - 16 saat çalıştığı, çok çalıştığı ve izin kullanmadığı için şikayet edildiği söylenir.

Kendi ifadesinde başarısı için “Savur’dayken çok güzel bir ilkokulumuz vardı. Çok iyi, çok fedakâr öğretmenlerimiz vardı. Mardin’deki lisede de aynı şekilde çok iyi öğretmenlerimiz vardı. İstanbul Tıp Fakültesi, Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden biriydi. Türkiye’de gerçekten çok iyi bir eğitim gördüm. Bu ödülü, memleketime ve Cumhuriyet devrinin başlattığı eğitime borçluyum.” demektedir. Tabi o zamanın ilkokul ve lise olmak üzere milli eğitimi ve üniversite eğitimi güçlüdür. İdealist olmayı ve idealistleri destekler. Prof. Sancar'ın başarısında bu faktör atlanamaz. Bugün ise milli eğimimiz ve üniversite ortamımız aynı liyakatte değildir. 

Son Söz

Prof. Sancar'ın Nobel Kimya Ödülü'nü alması ve ödülünü ülkesine armağan etmesi bizleri çok sevindirdi. Diğer yandan Prof. Sancar gibi örneklerin ülkemizde çalışma hayatını sürdüren öğretim üyelerinden çıkmaması bizleri üzdü. Umarım ki, gelecekte ülkemizde yapılan bilimsel araştırmalardan da büyük bilimsel ödüller kazanılacaktır. Ayrıca Nobel Kimya Ödülü'nün yanında Nobel Tıp ve Fizyoloji ödülü gibi tıbba özgü ödüllerin de ülkemize gelmesi en büyük dileğimizdir.

Tıp öğrencisi ve tıp doktoru arkadaşlarım. Popüler kültürünün, aile ve toplum baskısının etkisiyle klinik bilimlere yönelen, aslında olması gereken yer temel bilimler olan arkadaşlarımızın yeri klinik değil temel bilimler olmalıdır. Temel bilimlere yönelen arkadaşlarımız hem nitelikli araştırmalar yapacaklar hem de nitelikli tıp öğrencileri yetiştireceklerdir. Yetiştirdikleri tıp öğrencilerine bilim aşkını katacaklar ve tıp fakültesi sıralarından itibaren nitelikli öğrencileri tıpkı Prof. Sancar'da olduğu gibi teşvik edeceklerdir.

Bunun için öncelikle kendimizi ikna etmeliyiz. Prof. Sancar gibi emin adımlarla yürümeliyiz. Daha sonrasında bir şekilde aileye de topluma da açıklanır. Ülkemizin ve tıp fakültelerimizin bilimsel olarak kalkınması siz nitelikli tıp doktorlarının temel bilimlere yönlenmeleri ile mümkündür. Tüm imkansızlıklara rağmen bu yolda yürümeliyiz. Vizyonumuz gelecekte olacağımız yerlerde böyle olmak olmalıdır. Geri kalan  her şey ayrıntıdır.

Soyut olarak yaptığımız konuşmalara somut bir örnek olan Prof. Sancar'a teşekkür ediyorum, kendisini aldığı ödül nedeniyle kutluyorum.

Gelecekte, ülkemizde yapılacak bilimsel araştırmalarla daha nice Nobel ödüllerine.

2 yorum:

  1. Merhabalar. Şu an tercih dönemindeyiz ve aldığım puana göre bazı tıp fakültelerine girebildiğim için ailem beni tıp okumaya yönlendiriyor. Ancak kendimi gelecekte klinik bir alanda doktor olarak görmüyorum. Asıl isteğim moleküler biyoloji ve genetik okuyup bilim üretmek. Ancak ailem bu bölümü okumaya pek sıcak bakmıyor. Bu durum da beni tıp okursam sonrasında ne yapabilirim diye düşünmeye itti. Araştırmalar yaparken bu yazınıza denk geldim ve beni tıp seçmekten uzaklaştıran bazı düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim. Kendimi daha öğrenciyken bilimsel bakımdan zenginleştirmek, yurt dışında stajlar yaparak geliştirmek (bu noktada da hocaların kabul edecekleri öğrencilerin ders dışında neler yaptığını da önemsemesi ve tıbbın yoğun olmasının getirdiği sürekli ders çalışma halinin gözümü korkutması karşıma çıkıyor ) ve yabancı diller öğrenmek gibi hedeflerim var ancak tıp okumak beraberinde tıp dersleri haricindeki uğraşlara karşı büyük bir vakitsizlik getirir gibi bir ön yargım da var. Bir de yurt dışında bir enstitüde staja başvursam tıp okumam beni temel bilim okuyanların gerisine düşürebilir mi diye de endişem var (sinirbilim alanına ilgi duyuyorum. Araştırdığım kadarıyla da bu tarz alanlar için temel bilim altyapısından olmak işleri daha kolay kılıyor. Çünkü temel bilim öğrencileri hali hazırda lisans sürecinde laboratuvar çalışmaları yapıyor veya bu gibi alanlara yönelik dersler görüyor ama bildiğim kadarıyla tıpta o anlamda bir program yok bu yüzden beni geri düşürebilir diye düşünüyorum). Umarım kendimi açıklayabilmişimdir. Vereceğiniz cevap için şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.

      Öncelikle hayatınızla alakalı hayırlısı olsun. Cevabı yazdığım şu günde tercihler bitmiş ve sonuçlar açıklanmış olacak.

      Tıbbı bir dağ olarak düşünelim. Siz bu dağın eteğinden bu dağa bakarken ben dağın tepesinden aşağı doğru bakıyorum. Yazınızda tıpla alakalı önyargılarınızın çoğu yanlış. Tıp okudukça öyle olmadığını göreceksiniz.

      Tıp doktoru olarak temel bilimlerle ilgilenmek her zaman büyük bir ARTIDIR. Tıp okuduktan sonra sinirbilim veya moleküler biyoloji gibi konularda bu blogun ana teması olan doktora yoluyla ilerleyebilirsiniz.

      Ayrıca tıp okurken öününüze açılacak bazı fırsatları değerlendirebilirsiniz. Bu fırsatları şimdiden görmek ve kestirmek imkansızdır.

      Tıp okurken her şeye fırsat bulabilirsiniz. Boş vakit bulamazsanız oluşturacaksınız. Vakit konusu bahane değil.

      Aklınızdaki
      - Yabancı dil
      - Kişisel gelişim
      - Tıp öğrencisi olarak bilimsel gelişim
      - Akademik gelişim
      ve diğer konularla alakalı yazılar blogda mevcut. Blogdaki diğer yazıları da inceleyin eğer tıbbı kazandıysanız.

      Aklınıza gelen sorular ilgili başlıklar altında paylaşabilirsiniz.

      Başarılar dilerim.

      Sil